IÇ ÇAMAŞIR in English translation

underwear
külot
iç giyim
iç çamaşırı
donunu
bir çamaşır
panties
külot
iç çamaşırı
don
pantolon
donlu
lingerie
gecelik
iç çamaşırı
kadın çamaşırları
iç giyim

Examples of using Iç çamaşır in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Beş farklı ilaç kullanıyorum ve iç çamaşır giymiyorum. Bu elbisenin bana söylediği tek şey.
That whole thing to me says, I have got five different kind of pills in me and I don't wear panties.
Shreveporta gittiğinde Dorisin Mağazasına gidip kendine seksi iç çamaşır aldığından da eminim.
And I know for sure that when she went to Shreveport, to get some sexy lingerie at Doris' lingerie shop,
Bu? Oh! ve kesinlikle sana taşınmayı düşünmüyorum, Joe-- Senden çiçek istemiyorum, Siyah iç çamaşır giymiyorum?
I am not wearing black underwear, I don't want any flowers from you, and I definitely do not wanna move in with you… This one?
Ben icabına bakarım. Siz gidip David Boreanazın iç çamaşır çekmecesine bakın, tamam mı?
Why don't you just go look through David Boreanaz's underwear drawer, okay?
Ama senden tüylü, huysuz, 16 yaşında, iç çamaşır zevki olan bir köpeğe bakmanı istemiş.
But he asked you to take care of his furry, flatulent, 16-year-old dog who has a taste for underwear.
Eğer yapmazsan, 10 yıldır hiç yeni iç çamaşır almadığını herkese söylerim.
If you don't, I'm gonna tell everybody you ain't bought new underwear in ten years.
bir ödül 300$ değerinde iç çamaşır.
a purse,- $300 worth of lingerie.
Kıyafetleri unut, iç çamaşır, ayakkabı, öncesi için iç çamaşır,
Forgetting about clothing, underwear, shoes, lingerie for before,
Bu motorun bulunması, sonlu olasılıksızlığın keşfedilmesi ile mümkün olmuştur. Sonlu olasılıksızlık partilerde, Belirsizlik Teoremi gereğince garson kızın iç çamaşır moleküllerinin tümünü aniden otuz santim kadar sola sıçratarak buz kırma işleminde kullanılmaktaydı.
The Drive was invented following research into finite improbability often used to break the ice at parties by making all the molecules in the hostess's undergarments leap one foot to the left in accordance with the theory of indeterminacy.
Sadece iç çamaşırına ihtiyacım var.
I ju-- I just need underwear.
Karının iç çamaşırına iyice bir bakmak ister misin, oğlum?
You want to take a good look at your wife's underwear, son?
Yeni iç çamaşırına ya da lavanta taneciklerine ihtiyacım yok.
I do not need new underwear or lavender spritzes.
Yani yeşil dişler ve sarı iç çamaşırlarıyla dolaşmak senin seçimin olmalı.
It should be your choice to walk around with green teeth and yellow underwear.
Evet, iç çamaşırım kalacak!
Yes, I will keep the underwear.
Evlik iç çamaşırlarımı böyle göstermek.
To show off my house underwear like this.
Parça analizi her zaman iç çamaşırına dokunan birisini yakalayabilir mi?
Will debris analysis always detect someone who touches underwear?
Sorduğuna göre, yeni iç çamaşırına ihtiyacın var demektir.
If you're asking, you need new underwear.
Babam iç çamaşırlarıyla kahvaltı yapıyor.
My dad eats his breakfast in his underwear.
Yani seksi iç çamaşırımı boşuna mı giydim?
So I wore my sexy underwear for nothing?
Kendimi babanın iç çamaşırıyla rahat hissetmiyorum.
I don't feel comfortable wearing your dad's underwear.
Results: 58, Time: 0.0286

Iç çamaşır in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English