KIRLI ÇAMAŞIR in English translation

dirty laundry
kirli çamaşırlarını
pis çamaşırlarınla
dirty clothes
kirli çamaşır
kirli kıyafetler
kirli elbiselerini
kirli giysilerini
pis elbiselerini
kirli giysin
is a laundry

Examples of using Kirli çamaşır in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kirli çamaşır gibi görünüyorsun.
You look like laundry.
Kirli çamaşır yığını, çakı, pil.
A laundry heap, a pocket knife, a battery.
Doğruca kirli çamaşır yığının içine gidiyorlar.
Of dirty laundry. They're headed straight for a giant pile.
Ve kirli çamaşır yığınları dolu. Oldukça berbat, aslında.
Pretty crappy, actually, and full of little piles of dirty laundry.
Ve kirli çamaşır yığınları dolu. Oldukça berbat, aslında.
And full of little piles of dirty laundry. Pretty crappy, actually.
Bir parça kirli çamaşır alıyorum işte dostum.
Taking a bit of laundry, man.
Her an kirli çamaşır felâketi oluşturabilecek biriyim.
I am a laundry disaster waiting to happen.
Kirli çamaşır torbası. Sabun.
Laundary bag, soap.
Her pazar, kirli çamaşır listesi.
Every Sunday, laundry list.
Dün gelen biri için, çok fazla kirli çamaşır var.
That's a lot of laundry for a guy who just got here yesterday.
Pos( 192,220)} Olası mahkumiyetler için kirli çamaşır listesi.
A laundry list of potential convictions.
Bir kız için çok fazla kirli çamaşır çeşitli bedenlerde.
That's a lot of dirty underpants for one girl…- in a lot of different sizes.
Diğer kirli çamaşırlarla birlikte, kirli çamaşır kamyonuyla ayrılacağım.
I will leave in the laundry truck with the rest of the dirty washing.
Pamuklu çubuk yok, kirli çamaşır torbası yok.
No Q-tips, no laundry bags.
Olası mahkumiyetler için kirli çamaşır listesi.
Laundry list of potential convictions.
Her takıldığında, onu düşünüyor. Ama her kirli çamaşır yığınına.
Of dirty laundry, she thinks of him. But every time she trips over a pile.
Düşmüştü. Ben de kirli çamaşır sandım.
It fell off… I thought it was laundry.
Hayır, bu kirli çamaşır listem.
No. It's my laundry list.
Kirli çamaşır yığınları yerleştirmişti. şehrin dört bir
Strategically placed piles of dirty laundry all around the city,
çamaşırhanede bir yığın kirli çamaşır var.
there's a mountain of dirty laundry.
Results: 76, Time: 0.0316

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English