IÇECEKLERINI in English translation

drinks
içki
içecek
içmek
sarhoş
içer
içelim
bir içecek
beverages
içecek
içki
meşrubat
bir içecek
drink
içki
içecek
içmek
sarhoş
içer
içelim
bir içecek

Examples of using Içeceklerini in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Da, Four Loko ve Robitussin içeceklerini icat eden bendim.
In 2006, I invented the Four Loko and Robitussin smoothie.
O halde onlara normal insanlar gibi içeceklerini 7-11 arası almalarını söyle!
Tell them to buy juice at 7-11 like normal people!
Ayakkabılarını şortlarını, içeceklerini ve son dört aydır ihtiyacı olan her şeyini.
His shoes, and his shorts, and his drinks, and everything else he's needed over the last four months.
Müşterilere yiyecek içeceklerini… sahipsiz bırakmamaları ve emin olmadıkları bir şeyi yememelerini hatırlatılacak.
Customers will be reminded not to leave their food or drinks unattended or consume anything they're unsure about.
Eminim bütün gece sadece orada durup içeceklerini fark edince daha iyi olacaklardır.
I'm sure they will be better when they realize they can just stand around and drink all night.
Müşterilere yiyecek içeceklerini… sahipsiz bırakmamaları ve emin olmadıkları bir şeyi yememelerini hatırlatılacak.
Or consume anything they're unsure about. not to leave their food or drinks unattended Customers will be reminded.
Bütün yiyecek ve içeceklerini bitirip… hepsini çiftçilerin yüzüne kusmuş?
ate his fill of food and drink and threw up in the farmers' faces?
Müşterilere yiyecek içeceklerini… sahipsiz bırakmamaları ve emin olmadıkları bir şeyi yememelerini hatırlatılacak.
Or consume anything they're unsure about. Customers will be reminded not to leave their food or drinks unattended.
Bu hafta tam altı ay oldu. Çünkü enerji içeceklerini bıraktım Ve öğle yemeğine çıktım.
It has been exactly six months this week since I stopped energy drinks and I have been taking lunch to work.
Anlattığım tüm uyduruk hikayelere inanıp içeceklerini bana veren ve sonun da kendisi su içen kişi!
The fool who believed my tales, gave me his drinks and ended up drinking water!
Bilmek istiyorum. Fakat geri kalan çiftlik sahipleri de buraya geldiklerinde ne içeceklerini.
But I want to know when the rest of the ranchers are… coming into the town for a drink.
Laura Hunt birkaç yıldan beri içeceklerini sizden satın alıyormuş, bu doğru mu?
Laura Hunt had been buying her liquor from you for several years, hadn't she?
Yıldır onlara ne yiyeceklerini, ne içeceklerini, ne giyeceklerini söyledik.
For 50 years, we have told them what to eat, what to drink, what to wear.
Bu üçüncü enerji içeceğin, ve hala felaket görünüyorsun.
That's your third energy drink, and you still look like shit.
Pepsi Zero Sugar reklamları, içeceği Diet Pepsiye bir alternatif olarak sunar.
Pepsi Zero Sugar commercials present the beverage as an alternative to Diet Pepsi.
Bir yetişkin içeceği ısmarlayabilir miyim?
Can I get anyone an adult beverage?
Yiyecek ve içeceğe ihtiyacımız vardı da.
We needed food and drink.
Bilgisayar meraklıları bu içecekten içerler, böylece oturdukları yerden kalkmalarına gerek kalmaz.
Computer geeks drink it so they don't have to leave their chairs.
Iyi. benim misafirlerim… içeceğimi bitirir bitirmez akşama yemeğimizi yeriz.
Well, my guests… As soon as I finish this drink we can dine.
Masaya içeceğimi koymak gibi kötü bir alışkanlığım var.
I have a bad habit of just putting my drink down on the table.
Results: 48, Time: 0.0309

Top dictionary queries

Turkish - English