Examples of using Işkenceler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Siyasi işkenceler yüzünden terk ettim.
Raavan, size işkenceler… sonuyla yüzleşecek. çektiren şeytan.
Ne gibi işkenceler mesela?
Bana işkenceler yaptılar.
Geçmişte bu tür işkenceler birinin sır saklaması için kullanılırdı.
Sana hayal edemeyeceğin işkenceler yapacağım!
Narkotikteyken, Cordovanın insanlara yaptığı işkenceler hakkında hikayeler duyardım.
Sadıkıın intakımını almak için Mastan çetesine daha önce yapmadığımız işkenceler yapacağız.
Birkaç gün sonra bunlar işkenceler yapılarak idam edildiler.
Tutuklulara psikolojik ve fiziksel işkenceler yapılıyor, insanlıktan uzak,
Baston. Tüm bu çılgınlıklar ve işkenceler… tüm bu güç çatlakları… beyin kabuklaştırır.
Yahudilerin toplu infazları. Mahkumlara yapılan işkenceler ve açlığa terk edilmeleri… Sivillerin katledilmesi.
Işkenceler içinde boğuluyor. Hiçliğin taşıdığı Lizzie
hayal edilemez işkenceler üret, ve şimdi sana dünyadaki en kötü şeyi söyleyeceğim,
Işkenceler içinde boğuluyor. Hiçliğin taşıdığı Lizzie
Öyle berbat, öyle eski işkenceler ki ben bile onları tarif edecek kelimeler bulamıyorum.
Tutuklulara yapılan işkenceler ve aç bırakmalar… Sivillerin ölümleri.
Şimdi tüm makineler işlemeye başlamıştır tüm işkenceler bir seferde, son derece korkunç çığlıklar çıkarttırarak.
ona çeşitli işkenceler uygulamak zorunda değilsiniz.
Ve tabi standart olarak yeni-Asurluların tanrısı Ashur ve onun ilahi vekili kral adına yapılan tecavüz, yağma ve işkenceler var.