Examples of using Imkânsız değil in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Söylediğim gibi, zor ama imkânsız değil.
Zor olacak ama imkânsız değil.
Kontrol etmemiz lazım ama… teoride imkânsız değil.
Yüksek ama imkânsız değil.
Biz hayatta olduğumuz sürece imkânsız değil.
Taklit etmesi zor ama imkânsız değil.
Dedi. Hayır, imkânsız değil.
Hayır, imkânsız değil.
Bu imkânsız değil.
Ama imkânsız değil.
Hiçbir şey imkânsız değil, sanırım.
Belki imkânsız değil ama.
Yani güvenliğe girmek imkânsız değil, ama çok zorlu.
Bu imkânsız değil.
Çok zorlama ama imkânsız değil. Gattacada mı?
Geçmek imkânsız değil.
Hayır, imkânsız değil.
Puan kazanmak zordur ama imkânsız değil.
Kulağa geldiği kadar imkânsız değil.
Zorlaştı ama imkânsız değil.