Examples of using Inanmakta in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
La Toyanın bunlara inandığına inanmakta zorluk çekiyordum.
Görüyor olsanız bile, inanmakta zorluk çekiyorsunuz.
Gel. Efsaneye inanmakta haklıydın Mick.
Evet, şey, buna inanmakta gerçekten zorlanıyorum.
O kadar seksi ki… inanmakta güçIük çekiyorum.
Winstonın böyle bir şey yapacağına… inanmakta biraz zorlanıyorum.
Ben bile inanmakta zorlanıyorum.
Joseph Tudorun yalnız hareket ettiğine inanmakta zorlanıyorum.
Bazen kendime bile inanmakta güçlük çekiyorum.
Ben de kendime inanmakta zorluk çekiyorum.
Savaşın sanat olduğuna inanmakta.
Afrikaya gittiğine inanmakta güçlük çekiyorum. Eşinizin durumundaki bir adamın yalnızca kahve çiftliği için.
Onlara inanmakta çok tereddüt ediyorum ve… eminim ki tamamen temize çıkacaktır.
Bu kuralı daha önce çiğnemediğinize inanmakta zorlanıyorum, Dr. Troy. Size bakarak.
Ben de inanmakta zorlandım, doğruluğundan emin olmak için tam bir hafta harcadım. Evet.
Avrupada böylesine bir yüzük olduğu konusunda bilgilendirilmiş olmama rağmen… bazen inanmakta çok zorlanıyorum.
Eşinizin durumundaki bir adamın… yalnızca kahve çiftliği için Afrikaya gittiğine… inanmakta güçlük çekiyorum.
Ama beni ofisime çağırmak istersen yarın seninle bunun hakkında konuşmaktan mutluluk duyarım, yani… Ah, buna inanmakta zorlanıyorum.
Onlara inanmakta zorlandım.