IYI FIYATA in English translation

• better price
• good deal
• good price

Examples of using Iyi fiyata in Turkish and their translations into English

yatırım yapar ve iyi fiyata satarım.
and sell it at a good price.

Bıçağım için iyi fiyat aldınız mı?
Did you get a good price for my knife?

Veririm iyi fiyat.
I give you good deal.

İyi fiyata veririm.
I will give you a good price.

İyi fiyata seramik ördek alabilirsin.
Get you a good deal on ceramic ducks.

Çok iyi fiyat veriyorlar.
They're fetching a very good price.

Iyi fiyat yoksa, ayakkabı da yok.
No better price, no more trainers.

Gayet iyi fiyatlarla satar.
It can sell a good price.

Tamam, iyi fiyat yoksa, ayakkabı da yok.
Okay, no best price, no more trainer.

Ve yüzüm, iyi fiyat almanı sağlar.
And my face will help you get a good deal.

Dışarıda daha iyi fiyat alabileceğini biliyorlar.
They know he can get a better price abroad.

Sana iyi fiyat verirsem, lütfen am mıknatısı koyar mısın?
If I give yöu good price, will yöu please put in pussy magnet?

Tamam, iyi fiyat yoksa, ayakkabı da yok.
OK, no best price, no more trainers.

İyi fiyata aldım gerçi.
Got a good deal on it though.

İsveçte daha iyi fiyat bulamazsın.
You won't find a better price than mine in Sweden.

Çok iyi fiyatımız var.
We got a pretty good price.

Doğrudan dağıtımcıya gelince iyi fiyat alırsın.
You get the better price when you come direct to the distributor.

Gelin siz. Veririm iyi fiyat.
You come back. I give you good deal.

Tungsten. İyi fiyata bırakırım.
I give you good price. Tungsten.

Gelin siz. Veririm iyi fiyat.
I give you good deal. you come back.