Examples of using Kâbusu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Çocuklar mı? Ebeveynlerinin kâbusu olacak?
Bir manken gibi görünüyorsun. Her babanın kâbusu.
Çocuklar mi? Ebeveynlerinin kâbusu olacak.
Çocuklar mı? Ebeveynlerinin kâbusu olacak.
Ne kâbusu? Neler oluyor ya?
New Jersey kâbusu en sonunda gerçek oldu.
Çocukluk kâbusu ve gittikçe de kötüleşiyor.
Üfleyerek o kâbusu uzaklaştıracağız.
Belki de kâbusu beraberinde sen getirdin buraya.
Şiddetli yangın kâbusu yeniden Rusyaya döndü.
Pamuk bana kâbusu nasıl kontrol edebileceğimi öğretmişti.
Her gece aynı kâbusu görüyordum: Askerin etini yiyordum.
Ona gece kâbusu deniyor. Evet, Stewie.
Olay herkesin kâbusu olmuş durumda.
Kâbusu esas ben yaşıyorum.
Paparazzi kâbusu yaşadim.
Ve tıpkı birinin kâbusu gibi. İzlemeye başlıyorsun.
Sanki birisinin kâbusu gibi. Seyretmeye başlıyorsun.
Kâbusu yeniden yaşattığım için üzgünüm.
Kâbusu hatırlıyor musunuz?