Examples of using Kâtip in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kâtip olduğu için çadırı mı var? Tanrım.
Yazmayı teklif ettiğiniz mektup için. Kâtip mi?
Bu yüzden sana yardımcı kâtip tutup.
Kâtip Baek. Yani Müfettiş Baek.
Neler oluyor? Kraliyet Yazmanlığından Kâtip Yi''?
Kâtip ol. Kaderin bu.
Prens Dowon ile değil. Bugün Kâtip Yiyle buluşmaya geldim.
Kâtip Baeki arıyoruz.
Yi-hyun mu? O artık Kâtip Baek oldu?
Adsız fikrini değiştirmeden Hongu kâtip yapalım. Canım.
Kudüste kâtip kıtlığı mı vardı?
Lütfen şu kâtip meselesinin icabına bakın.
Bu dükkanda sekiz kâtip çalışır.
Kâtip parasını temizlemesine yardım etse bile bankadaki kaynaklarından vazgeçti.
Kendisi kâtip ve 20 yıldır bir kez bile işini aksatmadı.
Kâtip kararı okuyacak.
Kâtip, bu belgeyi Üçüncü Delil olarak kaydeder misiniz?
Kâtip, Allahın kendisine öğrettiği gibi( adalete uygun olarak) yazmaktan kaçınmasın da yazsın!
Kâtip gibi bir şeyim yani.
Kâtip, savcı tarafından sunulan iddianameyi okuyacak.