Examples of using Küçük şehir in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama düzinelerce küçük şehir düştü.
Küçük şehir yaratıkları, küçük sera çiçekleri onlar.
Dedim ki, sen küçük şehir çocuğu şimdi gitmelisin.
Ama bu küçük şehir, savunmasız.
Burası küçük şehir.
Küçük şehir, belki tanıyorumdur.
Küçük şehir.
Pariste, belki, ama bu küçük şehir, savunmasız.
Küçük şehir gibi, her şey çabuk yayılıyor, ve Leoyu onun için takip edip bulmamı istedi.
Kale etrafındaki küçük şehir, büyük ölçüde Rus İmparatorluğu
Fakat bu küçük şehir, aralarında genellikle Matematiğin Prensi olarak adlandırılan… Carl Friedrich Gaussun
Yüzyılda trans-Sahra ticaret yollarının merkezi olarak kurulan bu küçük şehir, mimarisi, manzarası ve eski kütüphaneleri ile dikkat çekmektedir.
Şarkı göklerden bir alev ile gelen adamları anlatıyor. Aracımız bu küçük şehir merkezine düştüğünde peşimizden de yanan bir plazma düşmüş.
Bu seferki Ellis Hartley Monroe tarafından yönetiliyor. Şu küçük şehir belediye başkanlarından biri, kendine isim yapmaya çalışıyor.
Sadece 2,000 kişi yaşıyor ve diğer birçok küçük şehir gibi yıllar içinde git gide boşalmış bulunuyor.
Bunun yerine El fetih partisi seçim yapmak üzere daha küçük şehir, kasaba ve köyleri daha çok oy alacaklarını hesap ederek seçti.
Evet. O küçük şehir çocuklarının koçlarına ders vermeleri çok ironikti.
Eskiden üniversitede ilk yılımda okurken plak eleştireli yazardım daha sonra bu küçük şehir gazetelerinde yazmak için mezun oldum bağımsız albümleri almak için gerçekten artık hiç bulunmuyorlar.
Evet, tipik küçük şehir gey barı.
Bu bana küçük şehir eşyası gibi gelmiyor.