Examples of using Küçük bir eve in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Doğdu, öldü; birkaç yıllığına küçük bir eve sahip oldu; bir banka hesabı tuttu;
yaklaşık iki hektarlık bir araziye küçük bir eve sahiptiler. Bu yüzden, bir çeşit çiftçi ailesi olarak görülüyorlardı.
Küçük bir evim olacak, bir ocağım, taburelerim!
Küçük bir evin var, öyle değil mi?
Küçük bir evin garaj yolunda bulduk.
Queenste küçük bir evde yaşıyorsun ve ipoteği 100 bin dolar?
Küçük bir evim ve bahçem vardı.
Üç çocuğu, küçük bir evi ve bir kedisi vardı.
O, rahat küçük bir evde yaşar.
Küçük bir evimiz olmasından daha iyi bu.
Sen küçük bir evde yaşıyorsun.
Onlar küçük bir evde yaşıyor.
Küçük bir evimiz var.
Küçük bir evin olacak bir de araban.
Bahçeli küçük bir evin olacak.
Küçük bir evim, antikalarım var. Atlarım var.
Nantuckette küçük bir evimiz vardı, oraya yerleştik.
Vadide küçük bir evimiz vardı.
Güzel ve küçük bir evim olsun istiyorum.
Marne la Coquettete küçük bir evim var.