KÜÇÜK ELLERI in English translation

little hands
küçük el
ufacık eline
küçücük eline
minicik el
minik el
small hands
küçük bir el
tiny hands
küçük bir el
minicik ellerini
minik eliyle
küçücük eliyle

Examples of using Küçük elleri in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
O küçük elleri gerçekten…- Kevin öldü.
His tiny fists can really work wonder-- Kevin is dead.
Küçük elleri olan bir saat.
That it had these little hands.
Küçük elleri buz gibi.
His little hands are cold, cold.
Böyle küçük elleri vardı, rakun gibi.
She had these tiny little hands, like a raccoon.
Pespembe. Küçük elleri var.
All pink, with tiny hands.
Küçük elleri kıçımdaki şeyleri çıkarmamı sağlıyor.
Their little hands can get stuff out of my butt.
Rosienin küçük elleri var.
Rosie's got small hands.
Çünkü o küçük elleri birbirlerinin gözlerini oysunlar diye yaratılmamıştır.
Your little hands were never made To tear each other's eyes.
Savaş teçhizatları fabrikasında kurşun yapmak için yeterince küçük elleri vardı.
He had small fingers to make bullets at a munitions factory.
Küçük elleri. Ama onlar Muff Potter bir güç yardım biliyorsun onlar olabilir iffen.
But I know they would help muff Potter a power if'n they could. Little hands.
Onları sevmiyorum.- Evet? Küçük elleri, yüzleri var…- Peter.
Peter. I don't like-- they have got the little hands, and the faces…- Yeah?- No.
daha küçük elleri olan birine ihtiyacı olduğunu söyledi, İşte o zaman bayıldım.
said he needed someone with smaller hands, that's when I fainted.
Mesela, muhtemelen beni küçük elleri olan biri olarak hatırlıyor olabilirsiniz.
For example, you remember me, possibly, as a man with small hands. Yeah, you think.
Şu, küçük elleri olan çocukları tanırsın hani böyle büyük cepli, daha küçük versiyonlarını ceplerinde taşırlar?
You know those guys with the little hands? You know, with the big pockets?
onlara aşağıya inip bakır boruları kesmelerini söyledim, küçük elleri hep kan olmuş, sanki büyük bir şeymiş gibi!
then I told them to go down rip some copper pipes out, their little hands got all bloody, big deal!
Küçük ellerin var.
You have got little hands.
Senin o kel küçük ellerinden bir parça kanıt kaçmış.
A little piece of evidence that evaded your bald little hands.
Küçük eller, sorunun buydu senin.
Small hands, that was your problem.
Kızı küçük ellerinle bul.
Find the girl with the tiny hands.
O pis küçük elleriyle almaya kalkıştığı an tuzak çalışacak.
When she grabs them with her grubby little hands, off goes the trap.
Results: 49, Time: 0.0499

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English