Examples of using Kabul etmek istemiyor in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kabul etmek istemiyor. Çünkü kimse hepimizin, bir gün, sevdiğimiz insanları kaybedeceğini.
Dindar olduğunu kabul etmek istemiyor ama yanında bir Meryem Ana heykeli taşıyor.
Fransızlar Rolandın ölümünü, Şarlmanın Hristiyanlığa aykırı… gayelerinden dolayı kabul etmek istemiyor.
Hayır, o sadece hepimiz gibi bir insan olduğunu… kabul etmek istemiyor. Hayır.
Ama bence, pazarlık için gösterdiği çabaların… başarısız olduğunu kabul etmek istemiyor demek daha doğru olacaktır.
Seni oğluna tercih etmesinin yanlış olduğunu kabul etmek istemiyor. Gururu.
Maggie kabul etmek istemiyor ama roketimizin uçamam sebebi herşeyi onun dediği yoldan yaptığımızdan dolayı.
Bu adamlar kabul etmek istemiyor ama şu anda takımdaki en değerli kişi Abdul.
Tüm bunlar tek bir nedenden kaynaklanıyor- birileri halkın oyunu kabul etmek istemiyor.
Kriz Grubunun Avrupa Programı Direktörü Sabine Freizer,'' Sırbistan ve Kosovadaki çok sayıdaki Sırp, kuzeyin sonunda Kosovanın anayasal düzeni içine yerleşeceğini, aynı zamanda Belgradın AB üyelik hedefinde başarılı olması için uyum gerektiğini kabul etmek istemiyor.'' dedi.
Kimsenin kabul etmek istemediği şey ne biliyor musunuz?
Fransızlar Rolandın ölümünü kabul etmek istemezler.
Kimse babasının bir kaçık olduğunu kabul etmek istemez.
Kimse babasının bir ucube olduğunu kabul etmek istemez.
Bir teklifi kabul etmek istiyorum.
Kabul etmek istemiyordum ama sen biliyordun.
Bunu kabul etmek istemiyorum.
Teklifini kabul etmek istiyorum.
Teklifi kabul etmek istiyorum.
İşi kabul etmek istedim.