Examples of using Kanıtlıyor in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve duyduğum şey, iş ortağın Bay Kaplanın müthiş bir düşman olduğunu kanıtlıyor.
İyileşmen, bu kanın inanılmaz yenilenme özellikleri olduğunu kanıtlıyor artık.
Bir sıfat olarak…'' gerçeği kanıtlıyor''… daha işe yarar.
Kıyafetlerin kanıtlıyor!
Bu doğru olduğunu kanıtlıyor daha duyarlı insanları düşünüyorum.
Vücudum kanıtlıyor, değil mi?
Dünya tarihi kanıtlıyor ki güçlü olan haklı çıkar.
Kitap kanıtlıyor Jake.
Will olmalı. Bunu kanıtlıyor, değil mi?
Bu da bir kere daha kanıtlıyor ki… birazcık çalışmak kimseyi öldürmemiştir.
Kanıtlarımız suçunuzu kanıtlıyor.- Ne dediniz?
Kanıtlarımız suçunuzu kanıtlıyor.- Ne dediniz?
Gülüşün bunu kanıtlıyor.- Benim.
DNA söylediğini kanıtlıyor. Yalan mı söyledi?
Kanıtlar, kesinlikle kanıtlıyor ki… Ted Binion öldürüldü.
Söylediklerin bile ne ile uğraştığın hakkında hiçbir fikrin olmadığını kanıtlıyor.
Ama bu cinayet sırasında başka birinin daha orada olduğunu kanıtlıyor.
Onlarla konuşmak,… onlar kadar korkunç olabileceğimi kanıtlıyor.
Ön kemikteki baskı kırığı keskin olmayan bir cisimle vurulduğunu kanıtlıyor.
Bugün hatırladığın şey bunu kanıtlıyor.