KASK in English translation

• helmet
• helmets

Examples of using Kask in Turkish and their translations into English

Kask bölgen.
Your gronn area.

Kask sayesinde bana iyice yanaştı.
She is really getting in to me. Because of the helmet.

Ama bir dahaki sefer kask başımdayken başlayabilir miyiz?
But next time can we start with the helmet on?

Neden kask takıyor?
What's with the helmet?

Kask, tamam.
Hardhat, check.

Bayan mı? Kask takarken sakız çiğnenebilir mi?
Miss, can I chew gum with the helmet on? Please wait there?

Kask kafasını korur, eğer düşerse. Epilepsi.
Epilepsy. The helmet protects his head when he falls down.

Kask kafasını korur, eğer düşerse. Epilepsi.
The helmet protects his head when he falls down. Epilepsy.

Kask ekranında takip sistemi var.
Your heads-up display has a built-in guidance system.

Bir şey yap… Kask, çantan, bir şey.
Stick something… Your helmet, your bag, something.

Ne, kask mı?? Nerede?
What, the rig? Where is it?

Ne, kask mı?? Nerede?
Where is it? What, the rig?

Kask yoksa, vuruş yapmak yasak.
No helmet, no hitting.

Onları kaydeden kask kamerası hatalıymış, senkron hatası.
The helmet camera that recorded them was faulty, out of sync.

Kask kamerasi.
His helmet camera.

Kask Veri.
Data on helmet.

Kask Veri. Tamam.
Data on helmet. All right.

Plastik çantayı kask, kendini de astronot sanmıştı.
She thought she was a space man with a plastic bag for a helmet.

Kask Veri. Tamam.
All right. Data on helmet.

Kask kamerasına bakın.
Check my helmet cam.