Examples of using Keki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Keki nereden bulduğunu anladım şimdi.
Keki hareket ettir. Şimdi.
Ver şu keki.
Hayır tabagı istiyor keki degil.
Etki altındaydım. Tek yaptığım Noel keki ve baston şeker yemekti.
Ama keki çok severim.
Bütün keki yiyecek misin?
Baharatlı pirinç keki de istiyorum. 000 won.
Git keki getir.
Keki burdan çöp kutusuna atabilirsem kaç para verirsin?
Tabagı istiyor, keki degil.
Al bakalım. dünyanın en tatlı keki.
Etki altındaydım. Tek yaptığım Noel keki ve baston şeker yemekti.
Daha çok ödül kazanan keki jüriye sunabilmek için, öyle yapıyorum zaten.
Sen sadece, ben 75 keki pişirdikten sonra kasede kalanları yalamak istiyorsun.
Keki bulmuşsun.
Yılbaşında pirinç keki yemek için… İki… üç… Bir.
O keki yeme.
Gail, git keki getir.
Dünyanın en tatlı keki.