KENDINI SAVUNMAYA in English translation

to defend himself
savunacağını
kendini savunma
kendini savunmayı
kendini korumaya
to justify himself
kendini haklı çıkarmak
kendini savunmaya
kendini avutmak için
to defending himself
savunacağını
kendini savunma
kendini savunmayı
kendini korumaya

Examples of using Kendini savunmaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kendini savunmaya cesaretin var mı merak ediyordum.
I was wondering whether you had it in you to advocate for yourself.
Kendini savunmaya cesaretin var mı merak ediyordum.
To advocate for yourself. I was wondering whether you had it in you.
Sistem, kendini savunmaya parası yetmeyen kişiler için çalışmıyor.
The system doesn't work for people who can't afford to defend themselves.
Sistem, kendini savunmaya parası yetmeyen kişiler için çalışmıyor.
To defend themselves. The system doesn't work for people who can't afford.
Kimseye güvenmeyip kendini savunmaya çalış.
And defend yourself. Don't trust anyone.
Kendini savunmaya hazırlanıyorsun, ha?
Preparing your defense already, huh?
Şimdi sanırım, bu kendini savunmaya benzeyecek.
I guess now it's going to look like self-defense.
Bir değişiklik yap da, kendini savunmaya çalış.
TRY STANDING UP FOR YOURSELF FOR A CHANGE.
Lyta, yapay kişiliğin kendini savunmaya programlandığını söylemişti.
Lyta said this artificial personality was programmed to defend itself.
Evet, kadın kendini savunmaya çalışmış.
Yeah, and she tried to defend herself.
İnsanların kendini savunmaya hakkı vardı. Canını ve malını tehdit eden bu düşmana karşı?
Has Man the right to defend himself against an enemy that threatens his life and property?
Boşuna kendini savunmaya çalışan, suçlu bir adam gibi görünüyordum. Bu otoriter kadının önünde, sırtım duvara dayalı.
With my back against the wall before this imperious woman, Perhaps that's what I was, I looked like a guilty man trying in vain to justify himself.
Bu otoriter kadının önünde, sırtım duvara dayalı… boşuna kendini savunmaya çalışan, suçlu bir adam gibi görünüyordum.
I looked like a guilty man trying in vain to justify himself. With my back against the wall before this imperious woman.
Adam kendini savunmaya o kadar alışmış ki, her şeye bir cevabı var.
He's so used to defending himself, he's got a pat answer for everything we throw at him.
Bizi yarattın, bizi terk ettin… ve kendini savunmaya cüret edenlerin… sevdikleri her şeyi ellerinden aldın!
You made us, you abandoned us, and anyone who dared stand up for themselves, you took away everything that we loved!
Bir kez doğum yaptılar mı yavruları kendini savunmaya hazır hale gelene kadar bir daha çiftleşmezler.
Once they give birth, they won't mate again until their cub is ready to fend for itself.
Ve ben Irene için gerçekten kötü hissettim. Çünkü sadece kendini savunmaya çalışıyordu.
And I felt really bad for Irene, because she was just trying to defend herself.
Jacob birini şantajla tehdit ettiğinde kendini savunmaya hazır olman gerektiğiydi.
is when you threaten someone with blackmail, you better goddamn be ready to defend yourself.
Tim. Karavan parkından bir çocuk… sarhoş ve haplardan kafası iyi… kendini savunmaya çalışan hamile sevgilisi tarafından öldürülüyor.
Who's only trying to defend herself? drunk and high on pills is killed by his pregnant girlfriend Tim… A kid from a trailer park.
bir çocuk… sarhoş ve haplardan kafası iyi… kendini savunmaya çalışan hamile sevgilisi tarafından öldürülüyor.
is killed by his pregnant girlfriend who's only trying to defend herself. Tim. A kid from a trailer park.
Results: 66, Time: 0.0274

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English