Examples of using Kodein in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tamam. Sana biraz kodein ve asetaminofen yazacağım.
Oh, bu kodein oksuruk surubu.
Kurbanın hastane kayıtlarına göre iki hafta önce kodein için bir reçete almış. Doktorun iddiası, onun düşüp elini kırmış olması.
Bugün burada senin alkole ve kodein öksürük şurubuna olan bağımlılığın hakkında konuşmak için bulunuyoruz.
Çünkü, yarım şişe kodein ile karıştırdığım burbon sayesinde yolda azıcık da olsa tehlikeli olabilirim.
Kodein, ağrı kesici ve sakinleştirici almak vardı. Bana göre kızın aklında revire gidip.
Kodein ayrıca morfinden daha az suistimal potansiyeline sahiptir ve daha zayıf olduğu için daha büyük dozlarda kodein gerekir.
O seni uçuran şeylerden… kullanıyor bu adam, kodein, o mollies, PCP, LBJ, JFK hepsi.
Çoğu durumda, sadece metadon ve buprenorfin veya sadece metadon reçete edilebilmekle beraber, birkaç ülkede morfin veya kodein gibi başka uyuşturuculara da izin verilmektedir.
Gerçek işi, yalnız ev kadınlarına sahte… Viagra, kodein satıyor. Öyle.
Yüzyılda afyonun kimyasal analizi gösterdi ki aktivitesi, içeriğindeki kodein ve morfine bağlıdır.
Kodein ya da metodonsuz beni çukura kilitlerler. Ya hadi, birbirimize yardım etmezsek.
çoğu morfinden sentezlenen daha büyük miktarlarda kodein tıbbi olarak tüketilir.
Genel olarak, ağrı kontrolü kodein gibi daha az sakinleştirici ajanlarla sınırlıdır, çünkü sedasyon bilinç durumunu etkileyebilir
Banyomdan 16 adet alprazolam, holdeki tuvaletten 12 toz kodein tableti, bir çift kas gevşetici,
Sana limonlu ve kodeinli sıcak çay yapayım mı?
Eminim o Kodeine şurubunu içisini hatırlıyosundur?
Annesinin kodeinini almış.
Boynuna'' Kodeine bayılıyorum diye dövme yaptırmış?
İyimserlik, kodeinin yan etkisidir. Gerçekten iyimserim.