KONUŞMAK ZORUNDAYIM in English translation

i have to talk
konuşmak zorundayım
konuşmam lazım
konuşmam gerek
ile konuşmalıyım
konuşmalıyım
görüşmem gerekiyor
hakkında konuşmam gerekecek
görüşmem gerek
onunla konuşmalıyım
anlatmam gerek
i have to speak
konuşmak zorundayım
konuşmam gerek
konuşmam lazım
konuşmalıyım
görüşmem lazım
konuşmam gerektiğine
to talk to you
konu hakkında konuşmak
seninle konuşmak
sizinle görüşmek
hakkında konuşmak istiyorum
i must speak
konuşmalıyım
konuşmam gerek
konuşmam lazım
konuşmak zorundayım
sizinle konuşmalıyım
ile konuşmalıyım
görüşmem gerek
gotta talk
konuşmalıyım
konuşmalısın
konuşmam lazım
konuşmam gerek
konuşmak zorundayım
görüşmem lazım

Examples of using Konuşmak zorundayım in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hayır, konuşmak zorundayım.
Uyan, Tom. Seninle konuşmak zorundayım.
Wake up, Tom. I have got to talk to you.
Ben çaldırdım, Bay Fawlty, sizinle konuşmak zorundayım!
I rang, Mr. Fawlty, I must speak with you!
Evet, Profesörle konuşmak zorundayım.
Yes, I have to talk with the Professor.
Biliyorum, babanla konuşmak zorundayım.
I know, I have to speak to your father.
Dinle, seninle konuşmak zorundayım.
Listen, I have got to talk to you.
Orada kim var? Sizinle konuşmak zorundayım.
I must speak to you. Who's there?
Kararı vermek bana bağlı değil, önce patronumla konuşmak zorundayım.
It's not up to me to make the decision. I have to talk to my boss.
Özür dilerim. Seninle konuşmak zorundayım.
I'm sorry. I need to talk to you.
Senatörle bugün konuşmak zorundayım.
I have to speak to the senator today.
Hoşuma gitse de, gitmese de, sizinle iş konuşmak zorundayım.
I have to talk business with you whether I like it or not.
İşte bu yüzden seninle konuşmak zorundayım, kahraman.
And that's why I need to talk to you, hero.
Lütfen özel sekreterle konuşmak zorundayım!
Please, I have to speak to the Private Secretary!
Ve ben de Emilian, seninle Noel gelmeden konuşmak zorundayım.
And me Emilian, I have to talk to you before Christmas.
Anne, seninle konuşmak zorundayım.
Mom, I need to talk to you.
Üzgünüm ama benim ısrar etmem gerek. Onunla konuşmak zorundayım.
I'm sorry, but I must insist. I have to talk to him.
Ne yapmam gerektiği konusunda biriyle konuşmak zorundayım.
I have to talk to somebody about what I should do.
Üzgünüm. Onunla konuşmak zorundayım.
Sorry. I have to talk to her.
Bruce Wayne ve Alfred Pennyworth ile konuşmak zorundayım.
I have to talk to Bruce Wayne and Alfred Pennyworth.
General Skywalker ve Rexle doğrudan… ve yalnız konuşmak zorundayım.
I have to talk to General Skywalker and Rex directly, alone.
Results: 160, Time: 0.033

Konuşmak zorundayım in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English