Examples of using Konuşmak zorundayım in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hayır, konuşmak zorundayım.
Uyan, Tom. Seninle konuşmak zorundayım.
Ben çaldırdım, Bay Fawlty, sizinle konuşmak zorundayım!
Evet, Profesörle konuşmak zorundayım.
Biliyorum, babanla konuşmak zorundayım.
Dinle, seninle konuşmak zorundayım.
Orada kim var? Sizinle konuşmak zorundayım.
Kararı vermek bana bağlı değil, önce patronumla konuşmak zorundayım.
Özür dilerim. Seninle konuşmak zorundayım.
Senatörle bugün konuşmak zorundayım.
Hoşuma gitse de, gitmese de, sizinle iş konuşmak zorundayım.
İşte bu yüzden seninle konuşmak zorundayım, kahraman.
Lütfen özel sekreterle konuşmak zorundayım!
Ve ben de Emilian, seninle Noel gelmeden konuşmak zorundayım.
Anne, seninle konuşmak zorundayım.
Üzgünüm ama benim ısrar etmem gerek. Onunla konuşmak zorundayım.
Ne yapmam gerektiği konusunda biriyle konuşmak zorundayım.
Üzgünüm. Onunla konuşmak zorundayım.
Bruce Wayne ve Alfred Pennyworth ile konuşmak zorundayım.
General Skywalker ve Rexle doğrudan… ve yalnız konuşmak zorundayım.