Examples of using Korkmadan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Dans ediyordu. Korkmadan, cüretkâr bir şekilde.
Korkmadan, cüretkâr bir şekilde.- Dans ediyordu.
Sen, hiç korkmadan bana geldin, Rose.
Korkmadan yürüyüşe çıkamazsın. Birinin bacağına bir bıçak sokmasından.
İnsanlar görüp korkmadan şunu alıp biran önce çekip gider misiniz?
Burada seninle yakalanmaktan korkmadan… birlikte olmak çok garip. Jax.
Burada seninle yakalanmaktan korkmadan… birlikte olmak çok garip. Jax.
Burada seninle yakalanmaktan korkmadan… birlikte olmak çok garip. Jax.
Yani korkmadan eve dönebilirsin. Yeniden yapıyorlar.
Hayatını korkmadan yaşamasını istemiyorsun, değil mi?
Korkmadan kabul edelim.
Korkmadan yanına yaklaşabildiğim tek erkeksin.
Korkmadan oturur.
asla korkmadan.
Nihayet, ne istersem söyleyebiliyorum senin öfkene maruz kalmaktan hiç korkmadan.
Hayat riskler almaktan… istediğin şeyin peşinden korkmadan gitmekten ibarettir.
Birinin bacağına bir bıçak sokmasından korkmadan yürüyüşe çıkamazsın.
Hatta tahtını bile riske atmaya korkmadan.
Eğer yapılacaksa, bırak biz yapalım, utanmadan ve korkmadan.
İleri! Durmadan, korkmadan!