Examples of using Korku içinde in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Her gün, her an Taht oğluna kalacağı için… korku içinde yaşamak.
Korku içinde çığlık atıyor. Bir grup fil kovalayan geriye dönük tablolar.
Akıl, omurilikle bağlantı kuramayıp… korku içinde irkilmene sebep oluyor… ama aslında böyle aptalca hareket ettiğini izleyebildiğin ama kontrol… edemediğin için ilginç geliyor.
Akıl, omurilikle bağlantı kuramayıp… korku içinde irkilmene sebep oluyor… ama aslında böyle aptalca hareket ettiğini izleyebildiğin ama kontrol… edemediğin için ilginç geliyor.
Ancak adadaki hakimiyetlerine rağmen, Onları korku içinde yaşatan bir yaratık vardı.
İyi bir istihbaratla bu rezil hazırlıktan… korku içinde titreyerek… ve solgun politikalarıyla.
Marius bizi birer birer avlarken, bu duvarların arkasında korku içinde bekleyelim mi?
Hayatını korku içinde yaşıyorsun, Sen kendini… şu korkusuz büyük kovboylar gibi görüyorsun ama işin aslı,
Böylece şehirde korku içinde( çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken, bir
Ama bedeninin yavaş yavaş kendine ihanet edişini… korku içinde izleyen bir Parkinson hastası…
Ama bedeninin yavas yavas kendine ihanet edisini… korku içinde izleyen bir Parkinson hastasi… veya gözleri gittikçe sönen bir makula dejenerasyonu hastasi gibi… ben de kendimi iyilestirmek istiyorum… zayiflik barindirmayan bir dünya yaratmak istiyorum.
İşin doğrusu… bu insanlar çok uzun zamandan beri korku içinde yaşıyor… ve sana bir şey söyleyeyim, Millie artık hiçbir şeyden korkmuyorum!
Ama bedeninin yavaş yavaş kendine ihanet edişini… korku içinde izleyen bir Parkinson hastası… veya gözleri gittikçe sönen bir makula dejenerasyonu hastası gibi… ben de kendimi iyileştirmek istiyorum… zayıflık barındırmayan bir dünya yaratmak istiyorum.
Her zaman korku içinde hissediyorsun. Kalmak istiyorum
Ama bedeninin yavaş yavaş kendine ihanet edişini… korku içinde izleyen bir Parkinson hastası…
Ama bedeninin yavaş yavaş kendine ihanet edişini… korku içinde izleyen bir Parkinson hastası… veya gözleri gittikçe sönen
Korku içinde.
Korku içinde emekleyecekler.
Korku içinde ağlıyordu.
Korku içinde gitmiş.