Examples of using Kuran okuduğun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kuran okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.
Kuran okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.
Kuran okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.
Kuran okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.
Kuran okuduğun zaman seninle, ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.
Kuran okuduğun zaman senin ile ahirete inanmayan kimseler arasına görünmeyen bir perde çekeriz.
Kuran okuduğun zaman senin
Kuran okuduğun zaman senin ile ahirete inanmayan kimseler
Kuran okuduğun zaman senin
Kuran okumamızı.
Sami camide Kuran okuyor.
Ve Kuran okumam emredildi.
Ve Kuran okumam emredildi.
İncil okuyor, Kuran okuyor.
Sami Arapça Kuran okuyordu.
Ve Kuran okumam emredildi.
Ve Kuran okumam emredildi.
Dua ediyorum, Kuran okuyorum.
Kuran okumuşluğunuz var mı?
Fevzi Paşa sessizce Kuran okuyordu.