KURBAN ETMEYE in English translation

to sacrifice
feda
kurban etmeye
kurban
fedakârlık
boğazlamanızı
to immolate

Examples of using Kurban etmeye in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sevdiğim birinin hayatını asla gerçekleşmeyecek bir fikir için… kurban etmeye değer mi?
I would ask myself… with someone I love over an idea that may never be? is it really worth sacrificing a life?
Sevdiğim birinin hayatını asla gerçekleşmeyecek bir fikir için… kurban etmeye değer mi?
I would ask myself-- over an idea that may never be? with someone I love is it really worth sacrificing a life?
Sevdiğim birinin hayatını asla gerçekleşmeyecek bir fikir için… kurban etmeye değer mi?
With someone I love over an idea that may never be? is it really worth sacrificing a life I would ask myself?
Sevdiğim birinin hayatını asla gerçekleşmeyecek bir fikir için… kurban etmeye değer mi?
Over an idea that may never be? I would ask myself… with someone I love is it really worth sacrificing a life?
Bu şekilde daha iyi yaptılar, daha kolay… insanları, kendilerini birkaç sahte tanrıya… kurban etmeye inanmalarını sağlayarak.
By manipulating people into believing they were sacrificing themselves to some false Gods. That's how they made it better, easier.
Bu şekilde daha iyi yaptılar, daha kolay… insanları, kendilerini birkaç sahte tanrıya… kurban etmeye inanmalarını sağlayarak.
By manipulating people into believing they were sacrificing themselves That's how they made it better, easier, to some false gods.
zenginliğinin aksine… bizim hazinemizde kurban etmeye hazır canlar var.
wealth, our treasury is rich with blood, ready for sacrifice.
Düşmanın mücevherleri ve zenginliğinin aksine… bizim hazinemizde kurban etmeye hazır canlar var.
Our treasury is rich with blood, ready for sacrifice. Unlike the enemy's jewels and wealth.
Calcott Aumeayı kurban etmeyi plânlıyor!
Calcott's planning to sacrifice Aumea!
Hayvanları kurban etmek çok vahşice.
Sacrificing animals is barbaric.
Yaşlıları kurban etmek yeterli değildi.
Sacrificing the elderly wasn't enough.
Çıkarı için oğlunu kurban etmek üzere olan sensin.
You're the one about to sacrifice his own son for personal gain.
Bebeği kurban etmek gerekli değil. Bu sadece bağlantı kurmak için.
Sacrificing the baby isn't essential, it's only a link.
Onu kurban etmeyi nasıl haklı çıkarabilirdin?
How you could legitimize sacrificing him?
Dişi keçi kurban etmeyi denemek lazım demiştim sana.
I told you we should try sacrificing a she-goat.
Haman. O hayvanı kurban etmek mahsullerine yardımcı olmayacak.
Sacrificing that animal won't help your crop. Haman.
Sabrinayı kurban etme niyetinde. Peki Blackwood?
What about Blackwood? He means to sacrifice Sabrina?
O hayvanı kurban etmek mahsullerine yardımcı olmayacak. Haman.
Sacrificing that animal won't help your crop. Haman.
Bir gün, tanrı peygamberden oğlunu kurban etmesini istemiş.
One day, God ordered for the prophet to sacrifice his son.
Evet. Maddoxu kurban etmek Vade Maecumun talep ettiği bedel.
Yes. Sacrificing Maddox is the price that the Vade Maecum demands.
Results: 67, Time: 0.0296

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English