Examples of using Mücevherleri in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Computer
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
Mücevherleri tut ve seni ezmeden onları geriye at.
Biz, Silahşörler buraya size sattığım mücevherleri geri almak için geldik.
Evim, dükkanı, eşyaları, mücevherleri.
Mayınlara çarpmadan bütün mücevherleri topla.
Ölsem bile sana mücevherleri vermem.
Çete üyeleri bir yere girdiklerinde sadece mücevherleri çalmıyorlardı.
Atinanın diğer mücevherleri.
Sakladığım bazı mücevherleri sattım.
şu paha biçilmez mücevherleri takıyor.
Sonraki ise nadir Mısır mücevherleri.
Bilgisayar ve… eşimin mücevherleri.
Surattan mücevherleri çaldığında.
Haksız mıyım? Pekala, bana mücevherleri göster.
Bilgisayar ve… eşimin mücevherleri.
Kadının kayboluşunu, sandığı ve mücevherleri göz ardı edemezsiniz.
Pekala, bana mücevherleri göster.
Aptallık ediyorsunuz! Çalıntı malların yerine koyabilecekleri para ve mücevherleri var.
Çünkü bu küçük mücevherleri yapmak için yıldız çalmış olmalı.
Mücevherleri, kürkleri, bizden aldıkları her şeyi yeniden elde edeceğim.
Mücevherleri, kürkleri, bizden aldıkları her şeyi yeniden elde edeceğim.