Examples of using Mümkünü in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Neler olduğunu bilmiyorum ama bunun normal bir durum olmasının mümkünü yok.
Neler olduğunu bilmiyorum ama bunun normal bir durum olmasının mümkünü yok.
en mümkünü uyuşturuculardı.
en mümkünü uyuşturuculardı.
Cezbedici olabilir ama… masaj için oraya girmemin mümkünü yok.
Gözlerime inanamayacağımı biliyordum, bu yüzden yedi olası neden vardı, en mümkünü uyuşturuculardı.
Riski göze alıp geri dönmemizin mümkünü yok, yani tek seçenekleri şartlar değişene kadar sabretmeleri.
Mümkün değil, dostum Çok iyi tanınıyorsun.
Mümkün değil. 309a çık
Mümkünse daha büyük bardakta olsun.
Alfa Çeyreğinde tedavisi mümkün, ama zamanında oraya gidemezse.
Sen olmasan mümkün değil Tom Martine ulaşamazdık.
Mümkün değil. Şimdi onu endişelendirecek bir şeyler düşünmeliyiz.
Owenı kullanmam mümkün değil, tamam mı?
Eylemlerimizi yasallaştıracak ve onları mümkün kılacak… bir olaya ihtiyacımız var.
Seçeneklerimizi değerlendireceğiz ve mümkün olan yasal adımları atacağız.
Mümkünse tek parça halinde. Tamam, kaçağı bulup getirin.
Çok büyük paralar kazanmak mümkün, ingilizin dediğine göre.
Mümkün değil. Neyse, en azından bir konuda anlaştık.
Mümkün değil.- Ama sana özel bir fiyat veririm.