Examples of using Mahkûmun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Mahkûmun yanından uzaklaşın.
Bakın Doktor Hassiemın mahkûmun boynunda bulduğu sıyrıklar.
Mahkûmun naklini ben yaparım.
Mahkûmun kelepçelerini sağlamlaştırın.
Mahkûmun biri kaçıyor!
Pekâlâ, mahkûmun prangalarını çıkarın.
Mahkûmun ayakları senin yüzüne doğrultulmuşken kapıyı açmazsın.
Mahkûmun ölmesiyle birlikte infaz tamamlanmış olur.
Mahkûmun özel eşyaları.
Mahkûmun kim olduğunu bilmeden bunu söylemem zor.
Sanığın avukatı… mahkûmun savunması için ilave bir diyeceğiniz yok mu?
Nasıl dostluk kurduğunu öğreneceksiniz. Mahkûmun, 56 yaşındaki Emily Frenchle.
Mahkûmun kanını test ettiniz mi, Müfettiş?
Mahkûmun kendisi.
Mahkûmun salıverildiğinden beri evine dönmediği gibi… şehirde
Mahkûmun adı Marcus. Marcus.
Louvois, mahkûmun durumu nedir?
Merhaba. Mahkûmun adı ne?- Merhaba.
Mahkûmun nakledilmesi gerektiğini söylemiş
Merhaba. Mahkûmun adı ne?- Merhaba?