Examples of using Mercekler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hastalarımızdaki bu sorunu çözmek için uzun yıllardan beri çok odaklı mercekler zaten kullanılmaktadır.
Mercekler, her gün 30 milyonun üzerinde geliştirilmiş özçekim oluşturan pervasız,
Şok dalgalarını, merceklerin ışığı tekrar yönlendirdiği gibi yönlendirirler.
Senatör merceklerle halka açık bir otobandan fotoğraf çekiyorlar.
Merceği içinde barındıran kutu Kraangin düşündüğünden daha ağırmış.
Mercekleri gözümü acıtıyor.
Bir merceğin var mı?
Mercek değişimi.
Merceğe ışık tutmak, güzel numara.
Teleskopun merceklerini çıkar.
Griffith ve Bitzer merceğin psikolojik etkisinin farkındaydı.
Mercekleri mineralize olmuş dış iskeletlerinden türemiştir.
Uzun mercekli, kameralar.
Huygens 1655 yılında kendi merceklerini kardeşi Contantijn ile işbirliği yaparak bilemeye başladı.
Olan biten her şey merceğin içinden geçip film şeklini alıyordu.
Huygens projektörlerdeki mercek kullanımını incelemiştir.
Tam merceğin önünde tut.
Teleskop mercekleri, gözlük merceklerinden gelmektedir.
Jakarta örgütünün bu merceği istediğine dair bilgi edindik.
Ve bu yasayı merceklerin ve küresel aynaların optimum eğriliğini hesaplamak için kullandı.