Examples of using Mesele in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
İşte mesele bu, Mack.
Mesele bayrak yakmak ve Vietnam değil.
Mesele, kız kardeşine şifa bulmak için gereken zaman.
Ama mesele bir silahtan fazlasıydı, değil mi?
Tüm mesele gerçekte kim olduğunu… ve neyin peşinden gitmek istediğini bilmek.
Evet?- Mesele ne, adamım?
Sekste iyi olmak. Ama mesele üniversiteye gitmeden.
Mesele, sen ya da Ellen değil.
Bak. Mesele ne ise, bir yolunu bulursun.
Önce mesele sadece Afrikadakiler sandım ama değil.
Dinle, asıl mesele hayranların seni gerçekten sevmeleri.
Mesele… bu fotoğrafın neden var olduğu.
Galiba mesele dünyanın kaderi.
Kimse bunu yaptığımı bilmiyordu, mesele de buydu.
Mesele sadece parada değil.
Evet, tüm mesele çıkarım, değil mi?
Herkes görecek! Mesele hiçbir zaman servet değildi!
Mesele ne istediğim değil. Ne istiyorsun?
Mesele ne?- Bayağı iyi sızdırıyor.
Bütün mesele şu anda iyi ellerde olması.