Examples of using Mikrofonla in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu kapsül GPS ve mikrofonla teçhiz edildi.
Bu kapsül GPS ve mikrofonla teçhiz edildi.
And in which the capsule is a GPS and a microphone.Seslerimizi işte bu mikrofonla kaydediyor!
Here's the microphone he's been recording all of us with!Mikrofonla vurdu bana.
Hit me with a microphone.Duvara mikrofonla masaj yapmaya da gelmedik!
We're not supposed to be giving the wall a boom-mike rubdown!Elinde mikrofonla insanlara bağırıp duruyorsun.
You're always yelling at people with the microphone.Bir avuç mikrofonla bodoslama giriyor, grubu canlı kaydediyor.
He just rocks up, box of microphones, records the band live.Rocket mikrofonla onu kontrol edecek, Madonna gibi.
Rocket will be directing it with a headset, like Madonna or whoever.Kavga ediyorum mikrofonla Donuyorum kemiklerime kadar.
Fighting with microphones Freezing down to my bones.Mikrofonla bir şey yapmak istiyor.
He wants to do with the microphone.Ama bu arada bu mikrofonla bir şeyler öğrenmeyi planlıyoruz.
Bu şarkıyı mikrofonla kaydettik… ve o bir koyun leşiydi.
They recorded this song with a microphone that was in Bu şarkıyı mikrofonla kaydettik… ve o bir koyun leşiydi.
That was in Mikrofonla gürültü yapacağız.
We will make noise in microphone.Mikrofonla devam edebilir miyiz?
Could we move the microphone?Mikrofonla aşağı yanınıza geleceğim.
Let me get down with the mike.Kızla beraber olanı ve mikrofonla olanı.
Biri bana mikrofonla vurdu.
Somebody smacked me with a microphone.Onlar… onlar… insanlara mikrofonla vururlar.
They-they hit people with microphones.Şöyle… Sonra da mikrofonla böyle….
It's like… He be, with the microphone, be like….
