Examples of using Minicik in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Minicik filizden bile belli, yok ölüm gerçekte.
Minicik dikişler atmamız gerekecek.
Derisindeki özel algılayıcılar, sudaki minicik titreşimleri bile algılar.
Koca burnu, minicik dudakları… upuzun kolları.
Koca burnu, minicik dudakları… upuzun kolları.
Minicik bir kirpik.
Sadece minicik bir parça alacağım.
Senden isteyeceğim başka minicik bir iyilik daha var.
Minicik şişler.
Ya minicik bir gözlüğü varsa?
Minicik, fare sesiyle.
Şu minicik ışık… nasıl oluyor da bu şeye.
Minicik bir kirpik. Evet.
Derken minicik bir adam yanıma geldi.
Evet, yerde sıçrayan minicik ayaklar.
Biz sadece yeni, minicik bir firmayız.
Çok az, minicik.
Yoksa korkulacak bir şey mi? Düşüş derken minicik bir düşüş mü?
Çünkü senin minicik McGeen tam vücut taramasında görünüyor.
Masadan doğru minicik bir elektriksel sinyal yolluyor.