Examples of using Mutluydu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gabo o gün çok mutluydu. Hayatının daha iyi olamayacağını düşünüyordu.
Gabo was so happythat day that he couldn't imagine life getting any better.Herkes mutluydu ve kanuna karşı bir durum da yoktu.
Everyone's happy, and no one's broken the law.Joe mutluydu…'' Tanrım, ödemelerimizi şimdi yapabileceğiz'' diyordu!
Daha mutluydu, kendine daha çok güveniyordu.
She was happier, more confident.İnsanlar mutluydu. Bir yabancı sevgiyle karşılanıyordu.
O mutluydu, ben bekliyordum.
He's been happy. I have Büyükannen çok mutluydu, ben de o mutlu olduğu için mutluydum. .
Herkes mutluydu fakat başarısı Antonioyu tatmin etmemişti.
Everyone's happy, but Antonio Tanrılar mutluydu. kurtulmuştuk, işler yolundaydı ve Kanemici sülüklerden.
The per Burada şey kadar mutluydu… benim kadar mutluydu.
As happy Işler yolundaydı ve tanrılar mutluydu. Kan emici sülüklerden kurtulmuştuk.
The per Herkes çok mutluydu. Benim mi?
Me? Everyone was so happy.Çok mutluydu. Çok mutlu bir kızdı.
She was a happy… she was O kadar mutluydu ki… kalbini eritecek bir gülümsemesi vardı.
Ve mutluydu. Belki de istediği hayatı yaşıyordu.
Mantu burada çok mutluydu, bana bir hediye bıraktı.
Mantu here was so happy, he tipped me a narwhal tusk.Herkes mutluydu. Ama şef, kızının kayıp olduğunu, farketmişti.
Bir tanesi çok mutluydu, çünkü çok şişmandı.
That one who's happy because she's so fat.Erkekler mutluydu evler büyüktü,
The men were happy, the homes Bütün komedyenler mutluydu çünkü o, hiç kimsenin sevmediği kulüp sahiplerindendi.
All the comedians were happy because he's one of these club owners nobody liked.
