Examples of using Nehir kenarına in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir yolüstü lokantasında, sonra da nehir kenarına gidiyorduk.
Cesedi buldu ve polis bulsun diye nehir kenarına bıraktı.
Balarısı, balarısı, güzel balarısı, Kızlar nehir kenarına gidiyor, Benim balarım Lusha da aralarında.
Böylece… sonraki yıkama gününde… mahkumların çamaşırlarının arasına saklandım. Ve onu nehir kenarına götürdükleri zaman… suyun içine kaçtım. Millerce yüzmüş olmalıyım.
savunmasız görünce de… onu dövüp nehir kenarına götürmüş, sonra da öldürmüş.
silahlarını nehir kenarına atmışlar gülüyorlar,
çocukları. Ve onları nehir kenarına dizmişler.
İzin verirseniz komutanım, nehir kenarına gidip bir süre onu beklemek istiyorum.
Tam Stephen Kimi nehir kenarına götürdüğünü itiraf edecekken annesi sendeleyerek içeri daldı, alkolden çılgına dönmüştü.
Evim, nehir kenarına birkaç dakika belki de 5-10 dakika uzaklıktaydı.
Siz ikiniz nehir kenarına gidin! Prensin geçmesi için bir sal yapacaksınız!
Bütün bu sanayi parkını satın alma şansım oldu-- nehir kenarına 1000 feetten daha yakın-- ve dört milyon dolardı ve ben yapmadım.
Tekrar ediyorum Bravo nehir kenarına ilerleyip, Alfa ile buluşacak mı?
beceremeyince bedenini çöp torbasıyla örterek nehir kenarına terk etmiş.
Kuşatılmış şehirden kaçmaya çalışan birtakım Amerikalı ve diğerleri, nehir kenarına gelmiş, Panaya binmeyi umuyor.
Vinny Machatayı arayıp… sigara fabrikasından kaçta çıktığını öğreneyim, ve nehir kenarına gidip birbirimizi taciz mi edelim?
Sarah son günlerde olan kötü olaylardan dolayı çok endişeli durumdaydı bu yüzden Bay Leesmith onu nehir kenarına çay içmeye götürdü.
Bürosu, nehir kenarındaki büyük camlı binalardan birinde.
Nehir kenarı boyunca canlandırıcı bir yürüyüş yaptı.
Nehir kenarından duran bir ağaç gibi savrulmayalım.