NIYETINDEYDIM in English translation

i intended
niyetindeyim
istiyorum
planlıyorum
amaçlıyorum
niyetlendiğim
benim amacım
i meant
yani
demek istediğim
kastediyorum
ciddiyim
intention
niyet
amaç
maksadı
i intend
niyetindeyim
istiyorum
planlıyorum
amaçlıyorum
niyetlendiğim
benim amacım

Examples of using Niyetindeydim in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Aktarım başarıyla tamamlandığında… organik bedenlerinizi gezegeninize geri yollamak niyetindeydim.
I had intended to send your organic selves, their world. back to your world.
Arizonaya gidene kadar bekleme niyetindeydim.
I was intending to wait until we got to Arizona.
Londradan gitmek niyetindeydim.
I was intending to leave London.
Bu konuyu onunla konuşma niyetindeydim… ama beni beklenmedik biçimde etkileyen bazı haberler aldım.
I intended to discuss it with her further, but I received some news which affected me unexpectedly.
Onu size teslim etme niyetindeydim ama muhafızların elinden kurtulsa
I meant to give him up to you…
Çünkü ertesi gün, 4 Temmuzda… ilk milyon dolarımı kazanmak niyetindeydim.
I intended to make my first million dollars. And today was important because tomorrow, July 4th.
Yemekten hemen sonra ayrılmak niyetindeydim ama… Sana anlatacağım o kadar eğlenceli şeyler var ki.
I have lots of amusing things to tell you. I meant to leave right after lunch but.
Kaybetmeye devam ediyordum, evlat… ve parayı birkaç ay içinde… geri ödeme niyetindeydim.
And I had every intention of paying the money back in a couple of good quarters. I was carrying losses forward, son.
Yemekten hemen sonra ayrılmak niyetindeydim ama… Sana anlatacağım o kadar eğlenceli şeyler var ki.
But, oh, I have lots of amusing things to tell you. I meant to leave right after lunch.
Kaybetmeye devam ediyordum, evlat ve parayı birkaç ay içinde geri ödeme niyetindeydim.
I was carrying losses forward, son… and I had every intention of paying the money back in a couple of good quarters.
Az önce tanıttığım insanların hiçbirinin, başlarına gelenden sorumlu olmadıklarını kanıtlamak niyetindeydim.
I intend to prove that none of the people I have just described were responsible for their actions.
Ailenizle tanışmak için dün gelmek niyetindeydim ancak bizim Seattleın hemen dışındaki sitede takılı kaldım.
I meant to be here yesterday to meet your family, but I got stuck on our expansion out in Seattle.
Bir yanda güzel bir kadın diğer yanda bir sürahi bira ile ölmek niyetindeydim.
I intend to die with a beautiful woman in one hand, and a jug of ale in the other.
Arizonaya kadar bekleme niyetindeydim… ama görünüşe göre tek umudumuz sensin, Frank.
I was intending to wait until we got to Arizona, but it seems like now you are our only hope, Frank.
Arizonaya varana kadar bekleme niyetindeydim, ama tek umudumuz sensin gibi görünüyor, Frank.
I was intending to wait until we got to Arizona, but it seems like now you are our only hope, Frank.
ben geminizdeki oyları değiştirmeye çalıştık. Flintin devrildiğini görmek ve tayfadaki anahtar adamları ikna etmek niyetindeydim.
I attempted to alter the vote on your ship, see Flint deposed, it was intended to induce key men on your crew to defect.
Aslında ben de seni arayıp, ben uzakteyken babama bebek konusunda yardım ettiğin için teşekkür etmek niyetindeydim.
I have actually been meaning to call you to thank you for-- for helping my dad with the baby while I was away.
Kesinlikle azmıştım. Fakat cinsel ilişkiye karşı koymak niyetindeydim, ta ki şunları diyene kadar;
I was certainly tempted, but I had every intention of resisting having intercourse until she said the words.
ben uzakteyken… babama bebek konusunda yardım ettiğin için teşekkür etmek niyetindeydim.
for helping my dad with the baby while I was away. I have actually been meaning to call you.
An8} Bil diye söylüyorum, bu bilgiyi seninle…{ \an8}… paylaşma niyetindeydim.
Just so you know, I intended to share this with you.
Results: 54, Time: 0.0263

Top dictionary queries

Turkish - English