Examples of using Ona verdiğin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Natasha ve ona verdiğin paranın hiç var olmadığı gibi olacak.
Elena Sandovala tecavüz etmedin ve ona verdiğin bu rüşveti kabul etti.
Ona verdiğin her türlü üzüntüyü çoktan unuttu.
Sen ona verdiğin zaman.
Senin ona verdiğin şey bu, değil mi?
Ve bildiğim kadarıyla ona verdiğin tek şey uyuzdu.
Ona verdiğin ilaçlara dikkat et, Henry.
Hayır, ona verdiğin şan ve serveti ondan almayacağım.
Senin ona verdiğin hayatı.
Ona verdiğin her şey… sözde iş ortağının hesabına transfer edilmiş.
Hepimiz ona verdiğin Sevgililer Günü kartını gördük.- Hayır, değildi.
Bildiğim kadarıyla ona verdiğin her hediyeye bayıldı.
Ona verdiğin şeyi konuşalım.
Ona verdiğin şey ağrıkesici.
Senin kapıcı arkadaşın ona verdiğin krediden daha etkili çıktı.
Senin ona verdiğin çantayla.
Mektupları ona verdiğin zaman.
Ona verdiğin takma ad mı?
Umarım ona verdiğin ilaçlar iyi gelir.