ONLARLA KONUŞMAYI in English translation

talking to them
onlarla konuş
onlarla konuşun
onlarla da konuşurum
onlara anlat
to talk them
onlarla konuş
onlarla konuşun
onlarla da konuşurum
onlara anlat
to speak with them
onlarla konuşmak

Examples of using Onlarla konuşmayı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gray onlarla konuşmayı kesmiş.
Gray stopped speaking to them.
Ilk önce onlarla konuşmayı denedik dedim.- Hepsi burada.
Why don't we go try to talk to them? When this first happened, he said.
Onlarla konuşmayı denedin mi?
Have you tried to talk to them?
Deneyelim mi? Durup, onlarla konuşmayı.
Shall we stop and try to make contact?
Yanlarına gitmeyi ve onlarla konuşmayı öneriyorum.
I propose we go down there and we speak to them.
Önce bana dedi ki, onlarla konuşmayı denemeliyiz?
Why don't we go try to talk to them?
Onlarla konuşmayı denedim ama benim yapabilleceğim bir şey yok.- Ne?
I tried talking to them, and there's nothing I can do.- What?
Gelmek istemiyorlar. Ama arkadaşsanız gelmeleri için onlarla konuşmayı deneyin.
They don't want to come. But if you are friends, try to talk them into coming.
Ben de bebekli bütün arkadaşlarımı ve akrabalarımı arayıp,… onlarla konuşmayı hemen bırakmalarını söyledim.
I have been calling all my friends and relatives with babies… to tell them to immediately stop talking to them.
Yani, her şeyi istesem de istemesem de… bir anda öğrenmek yerine, onlarla konuşmayı kastediyorum.
I mean, talking to them, instead of getting it all at once, up here, whether I want it or not.
Ama yerinde olsam onlarla konuşmayı denemezdim.
I wouldn't try talking to them.
Ben de bebekli bütün arkadaşlarımı ve akrabalarımı arayıp, onlarla konuşmayı hemen bırakmalarını söyledim.
I have been calling all my friends to tell them to immediately stop talking to them. and relatives with babies…- That's sad.
Bu nedenle onlarla konuşmayı reddetti.
so he refused to talk to them.
Onunla konuşmayı denedim ama o tıpkı senin gibi, Viktor.
I tried to talk to him but he's like you, Viktor.
Hayır, onunla konuşmayı yüzyıllar önce bıraktım.
No, I grew out of talking to him, like, forever ago.
Onunla konuşmayı denedim, görevimizin aciliyetini ona vurguladım.
I have tried to talk to him, impress upon him the urgency of our mission.
Ben onunla konuşmayı bıraktı ve bu onun kalbini kırdı.
Ben stopped talking to him, and it broke his heart.
Onunla konuşmayı bıraktım o beni sebepsiz yere aradı.
I did stop talking to him and then he called me out of the blue.
Onunla konuşmayı başardım, değerli bilgiler aldım.
Was able to talk to him, get some valuable information from him..
Onunla konuşmayı hiç kesmeyin baba lütfen, hiç kesmeyin.
Please, don't stop talking to him. Don't stop.
Results: 65, Time: 0.0275

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English