Examples of using Onu getirmek in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onu getirmek. Hazırım.
Senin görevin onu getirmek, Meksikaya gitmek değil.
Onu getirmek! Lindz, şaka yapmıyorum.
Yarın ilk işin onu getirmek olsun, tamam mı?
Onu getirmek zorunda mıydın?
Onu getirmek zorunda kaldım.
Sen varsaydın Sorgulamak için onu getirmek.
Bence de Colin, Amandaya onu getirmek ister.
Seni bekliyorum. Eğer laboratuvara onu getirmek için bekliyor.
Sol ve rüzgar, Bay Harper içine onu getirmek.
Senin görevin onu getirmek.
Duyarlı bir vatandaş olarak onu getirmek yurttaşlık görevimdi.
Duyarlı bir vatandaş olarak onu getirmek yurttaşlık görevimdi.
Ben bazı arkadaşlar görmek için buraya onu getirmek düşündüm, belki biraz onu neşelendirmek.
Bay Hashideranın şu an tekrar evlenmek gibi bir niyeti yok ama Bayan Shimozuma onu getirmek istiyor ve sanırım bu şekilde işe yarayabilir.
Sen onu getir, ben de seninle orada buluşurum.
Onu getir,% 10 senet alırsın ve daha fazlasını kazanırsın.
Lütfen onu getir.
Onu getir. Kocanı getir. .