ONU YAPMAK ZORUNDA in English translation

• has to do that
• have to do that
• had to do that
• obligated to do that

Examples of using Onu yapmak zorunda in Turkish and their translations into English

Asla onu yapmak zorunda kalmayacağım.
I'm never going to have to do that.

Toma onu yapmak zorunda olduğunu söyledim.
I told Tom he had to do that.

Keşke onu yapmak zorunda kalmasaydım.
I wish we didn't have to do that.

Tom onu yapmak zorunda kalacak.
Tom is going to have to do that.

Onu yapmak zorunda kalacağım.
I will have to do that.

Onu yapmak zorunda kalsam mutlu olmazdım.
I wouldn't be happy if I had to do that.

Onu yapmak zorunda olacaksın.
You're going to have to do that.

Biz de onu yapmak zorunda kalacağız.
We will have to do that, too.

Onu yapmak zorunda mıyım?
Do I have to do that?

Keşke onu yapmak zorunda kalmasaydın.
I wish you didn't have to do that.

Eğer Tom yapmazsa onu yapmak zorunda olacak kişi benim.
I'm the one who's going to have to do that if Tom doesn't.

Ya siz ya da ben onu yapmak zorunda kalacağım.
Either you or I will have to do it.

Er ya da geç onu yapmak zorunda kalacaksın.
You're going to have to do that sooner or later.

Tom er ya da geç onu yapmak zorunda olacak.
Tom is going to have to do that sooner or later.

Biz ne dersek onu yapmak zorunda.
He has to do what we say.

Tom eve gitmeden önce onu yapmak zorundadır.
Tom has to do that before he can go home.

Bende onu yapmak zorundayım.
I also have to do that.

Tom dün onu yapmak zorundaydı.
Tom had to do that yesterday.

Ben de onu yapmak zorundayım.
I have to do that, too.

Üzgünüm ama onu yapmak zorundaydım.
I'm sorry, but I had to do that.