Examples of using Opus in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Opusu nasıl daha iyi hale getirebiliriz?
Bay Hollandın Opusunu gördün mü?
Noah Opusu dinsiz gibi yaşatıyor bir otelde.
Shannon, Opusu tara ve Sami bul.
Ulusal Azınlıklar Kültür Opusu Festivali 2 Kasımda Zagrebde gerçekleşti.
Carmeni Opusa bakması için almaya çalışıyorum.
Opussumun içinde doğum yaptığı o eski bota ne dersin?
Trafik korkunçtu. Sonra markete giderken bir opussuma çarptım.
Danny, Erica az önce Opustan aradı.
Bir de siz ve aileniz artık o opussumu dert etmeyin.
Efendim, Yunan ordusunun büyük bir kısmı Opusa doğru kaçtı.
Sen de her şeyin tadını opussum tavuğuna benzetirsin.
Opusa kitabın için ne düşündüğünü sormamı
Opusla bu sert çarşaflardan olan, bir milyon küçük kesik yüzünden kan kaybından ölürüz diye biraz endişelendik de.
Benim magnum opusum, Mısır ve Suriyedeki kıpti manastırlarda bulmuş olduğum dökümanların analizidir.
döndüğüm için heyecanlı ama bir parçam da Opusu boşanmanın ortasında yalnız bıraktığım için kötü hissediyor.
Price-Cheney-Pitkin yerine Opusu, Toddlers Tiarasta havuz temizleyiciliğine götürebilir.
Modern Avrupanın ilk romanı olarak kabul edilen magnum opusu'' Don Kişot'', Batı edebiyatının klasikleri
Dimitri Şostakoviçin 29. Opusu olan dört perdelik operasıdır.
Opus geriden başlıyor.