Examples of using Osurdun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Emin ol osurdun.
Seninle tanışmış tanışalı ilk defa bir katır gibi osurdun.
Arabada sürekli sessizce osurdun.
Ben de sen osurdun sandım.
Şuna baksana. Kippy niye osurdun?
Hem sen osurdun.
Hey, Terrance, şimdi sen osurdun. Galiba ben de osurmalıyım.
bana doğru osurdun.
Gece boyunca osurdun.
Benim hatam değil sen osurdun. Mola istemiyorum.
Seninle tanışmış tanışalı ilk defa bir katır gibi osurdun… Ramona.
Evet, sen de bana doğru osurdun.
Ben Renenin yanında hiç osurmadım, bir kere bile, tamam mı?
Kimin osurduğunu bulmaya çalışırım.
Birisi ayakkabının içine osurmuş gibi görünüyor o kadın.
Ben Renenin yanında hiç osurmadım. -Niye soruyorsun?
Terrance Amerikan Başkanına osurdu, ama polisler Phillipi yakaladı.
Amca osurdu!
Şeytan osurdu ve cehennemin kapılarını patladı.
Köpeğinin ağzına osurduğu video da çok güzeldi.