Examples of using Oturmaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
O, oturmaya alışkındır.
Hayır, burada oturmaya geliyor.
Sanırım bir masanın ardında oturmaya alışkın değilim.
Diğerjegjnayatım riske atarken öylece oturmaya alışık değilim.
Ben zaten tatami üstünde oturmaya alışkınım.
Tom yere oturmaya alışıktır.
Evet. Böyle yanda oturmaya alışık değilim.
Lütfen oturmaya devam edin.
İşler oturmaya başladı.
Burada oturmaya hakkım yok mu yani?
Evet. Oturmaya geçiyoruz çocuklar.
Önüme oturmaya nasıl cüret edersin?
Oturmaya gitmem gerek.
Çocukları doğurunca, bir süre evde oturmaya karar verdim, ve gayet iyidi.
Şuradaki özel masamıza oturmaya ne dersin?
Ben burada oturmaya devam edeceğim… ve sen de süreceksin.
Eğer burada oturmaya zaman bulabiliyorsanız evinize gidip çocuklarınızın karnını doyurmalısınız.
Oturmaya karar verdiniz, öyle mi?
Oturmaya karşı mı grevdesin?
Sadece oturmaya devam et.