OYNADIĞIM IÇIN in English translation

for playing
oyun
oynamaya
eğlenmek için
oyun için
için , boşuboşuna
için daha ufak koltuklar ortak alanda oyun oynayan

Examples of using Oynadığım için in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Computer category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
Bugün kendimi yine on yaşımda annemin makyaj malzemeleriyle… oynadığım için azar işittiği sandım.
For playing in my mother's make-up. I felt like I was 10 years old today getting yelled at.
Erkek kardeşimde bütün Apollo gemilerinin modelleri var, ve onlarla oynadığım için zamanında başım belaya girerdi.
And I used to get in trouble for playing with them. My brother has models of all the Apollo ships.
Erkek kardeşimde bütün Apollo gemilerinin modelleri var, ve onlarla oynadığım için zamanında başım belaya girerdi.
My brother has models of all the Apollo ships, and I used to get in trouble for playing with them.
İnsanlar sırf televizyonda bir doktoru oynadığım için peşimden koşup benden imza almak istiyorlar.
People come up to me and want my autograph because I play a doctor on TV.
Sert adamı oynadığım için özür dilerim Jim. Ama burada insanoğlunun kaderinden söz ediyoruz.
You have to forgive me for playing rough, Jim, but then again, we are talking about the fate of the human race here.
Şeker. Duygularınla bu şekilde oynadığım için üzgünüm ama… umarım artık durumunu daha net görebilirsin.
I'm sorry to play with your emotions like this, Sugar. but I hope you can see your situation a lot more clearly now.
İnsanlar sırf televizyonda bir doktoru oynadığım için peşimden koşup… benden imza almak istiyorlar.
Because I play a doctor on tv. People come up to me and want my autograph.
Politika oynadığım için değil.
not because I played politics.
Bugün kendimi yine on yaşımda annemin makyaj malzemeleriyle oynadığım için azar işittiği sandım.
I felt like I was 10 years old today getting yelled at for playing in my mother's make-up.
Bir daha asla çalışmazsam, amerikan sinemasında çok önemli bir rol oynadığım için mutlu olabilirim.
If I never work again, I can kind of die happy that I played a role that is so important in American cinema.
Amanda, bilmeni isterim ki, babanın suçlanmasında rol oynadığım için gerçekten çok üzgünüm.
Amanda, I want you to know that I deeply regret the role I played in your father's demise.
Herkes benim lezbiyen olduğumu sanıyor. Sırf pantalon giydiğim ve'' soft-ball'' oynadığım için. Ben güzel değilim,
Everybody thinks I'm this big dyke because I wear baggy pants, and play softball, and I'm not as pretty as other girls,
Çocuklar, onlara oynamaları için bir su birikintisi verin.
Boys, give them a puddle to play in.
Gezegensel sistemlerin simulasyonları ile oynamak için basit etkileşimli bir program.
A simple interactive program for playing with simulations of planetary systems.
Bolşov Tiyatrosu Hamleti oynamam için beni davet etti.
The Bolshoi Theatre invited me to play Hamlet.
Oynamamız için masraf ettiler.
We have paid to play.
Annemin anılarıyla oynadığın için seni affedemem.
I can't forgive you for playing with my mother's memory.
Oynaman için velinin imzası gerek ve sen biraz önce kendininkini kaçırdın.
You need parental permission to play and you just lost yours.
Wesley Crusherı oynadığın için gelen ilgiyi nasıl sevmezsin?
How could you not like getting attention for playing Wesley Crusher?
Sen küçükken, Oynaman için seni içine koyardık.
When you were little, we put you in here to play.
Results: 47, Time: 0.0268

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English