Examples of using Oyun oynamaktan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Oyun oynamaktan hoşlanıyorsun, değil mi?
Seninle oyun oynamaktan başka yapılacak işlerim de var!
Oyun oynamaktan sıkıldım, Owen.
Çocuklar oyun oynamaktan hoşlanırlar.
Birileri oyun oynamaktan hoşlanıyor.
Oyun oynamaktan hoşlanmam.
O sadece gözde düşmanıyla oyun oynamaktan hoşlanıyor; benle.
Hayatım, sabahları oyun oynamaktan nefret ettiğimi bilirsin.
Tanrım, oyun oynamaktan nefret ediyorum.
Oyun oynamaktan hoşIanıyorsun,?
Oyun oynamaktan korkardım. Çok hassas bir çocuktum.
Oyun oynamaktan korkan… narin bir çocuktum.
Oyun oynamaktan korkardım. Çok hassas bir çocuktum.
Oyun oynamaktan sıkıldığında… başınızı gövdenizden ayırmaya çalışacaktır.
Kız oyun oynamaktan hoşlanıyor.
Ne görüyorsun? Oyun oynamaktan bıkmış yaşlı bir kadın görüyorum.
Ne görüyorsun? Oyun oynamaktan bıkmış yaşlıbir kadın görüyorum.
Belki de oyun oynamaktan sıkıldığını düşündün.
Oyun oynamaktan sıkıldın mı?
Sheldon Cooperla oyun oynamaktan zevk alınmasını engellemek için… daha fazlası gerek.