OYUN OYNUYORDUK in English translation

• we were playing
• i have played
• a game

Examples of using Oyun oynuyorduk in Turkish and their translations into English

Oyun oynuyorduk… Bahçede.
We're playing in the garden.

Biz sadece oyun oynuyorduk ve benim sıramdı.
It's just that we were playing a game and it was my turn.

Oyun oynuyorduk.
We're playing a game.

Biz, biz oyun oynuyorduk ve sonra senin aceleyle gitmen gerekti.
We were, we were playing and then you-you had to leave in a hurry.

Onunla takılıyorduk, oyun oynuyorduk beraber ders çalışıyorduk.
That we used to meet, play… study together.

Beraber oyun oynuyorduk.
We were playing a game together.

Oyun oynuyorduk. Ama Maymun gitmek istedi.
We were playing a game, except Monkey, he wanted to leave.

Onlarla oyun oynuyorduk.
We're playing with them.

Oyun oynuyorduk sadece.
We played just such a game.

Vince ve ben oyun oynuyorduk ta'' Gözle kırıntı toplama.
Er… that's just me and Vince, been playing games. Crumb eye.

Alt tarafı oyun oynuyorduk.
We're just playing a game.

Evet, oyun oynuyorduk.
Yeah, we're playing games.

Evet, oyun oynuyorduk.
Yes, we played.

Biz plajda oyun oynuyorduk.
We were playing on the beach.

Kuzen Merl ve ben, Geech ile oyun oynuyorduk.
Cousin Merl and me was playing fetch with Geech.

Abimle… Ben altı yaşındayken abimle bahçede oyun oynuyorduk.
I was… I was playing with my brother in the yard when I was six.

Abimle… Ben altı yaşındayken abimle bahçede oyun oynuyorduk.
I was playing with my brother in the yard when I was six. I was..

Önceki gün kızımla oyun oynuyorduk.
The other day I was playing with my daughter.

Kimse de haber vermeyince, yemek saatini kaçırdık. Oyun oynuyorduk.
So we missed lunch. We played and no-one looked for us.

Büyük çocuklarla oyun oynuyorduk.
We played with the older children.