Examples of using Patlak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ne şanssızlık. Savaş patlak verirince Ichiye güvenebilecek miyiz?
Eğlence sektöründe bir uyuşturucu skandalının patlak vereceğine dair söylentiler var.
Bu sabah önümdeki masada patlak bir prostat bezi vardı.
Insanlar sokaklara attık. kelime banka hakkında patlak beri.
Ne şanssızlık. Savaş patlak verirince Ichiye güvenebilecek miyiz?
Yanlış kişiler bunu öğrenirse savaşlar patlak verebilir.
Evet, bu patlak boru için fazla.
Henrynin masasına oturmuş ve tartışma patlak vermiş.
Sizce savaş, burada mı patlak verecek?
Patlak Şişe! Güvenilir Yedi Gün Kilidi!
Her an bela patlak verebilir!
Patlak kılcal damarlar ve solunum yolunda pembe köpük.
Yeni bir savaşın, patlak vermesinden korkuyorlar.
Otopsi yaparken balonun patlak olmadığını görecekler.
her yerde kavga patlak verebilir.
Savaş her an patlak verebilir.
Savaş patlak verdiğinde kocam ve ben yaralılara barınak sağlıyorduk.
ONLAR YUMA patlak.
Ve patlak verecek.
Castle Hill mahkum isyan 1804-1817: Osmanlı kural patlak karşı Sırp İsyanları.