Examples of using Paylaşmıyorsun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
olduğunu biliyorsan bile bunu paylaşmıyorsun.
Neden acını bizimle paylaşmıyorsun?
Sahip olduğum her şeyi seninle paylaşıyorum ama sen benimle gerçeği paylaşmıyorsun.
Paylaşmıyorsun ırk lekeleyici pis zenci!
sen detayları paylaşmıyorsun.
Ayanın ölümünden sonraki endişemizi anlayabilirsin gerçi bunu paylaşmıyorsun sanırım.
Bunun seni üzeceğini tahmin edemedim. Çünkü benimle neredeyse hiç bir şey paylaşmıyorsun.
Anlamadığım nokta, Benim için mermilere karşı yürüyebiliyorsun ama içinde olup biteni, kimseyle paylaşmıyorsun.
bildiğin kadar şey paylaşmıyorsun gibi hissediyorum.
Neden tahtaya geçip de… matematikteki hünerlerini bizlerle paylaşmıyorsun?
Hikayeni bizimle paylaştığın için… teşekkür etme amacıyla yazıyoruz.
Ben, paylaştığın için teşekkür ederim. Pekala çocuklar.
Sence? Benimle paylaştığın için teşekkür ederim?
Benimle paylaştığın için teşekkür ederim. Sence?
Bu sihirli anı sizlerle paylaşmaktan daha iyi bir şey olamaz.
Yardım edemem ama paylaştığın için teşekkürler.- Evet.
Benim zaferimi paylaşıyor! Bu cesur genç talip, Cahil budala!
Umuyorum. Seni paylaşmaktan yoruldum, Axara Asla.
Seni paylaşmaktan yoruldum, Axara Asla. Umuyorum.
Umuyorum. Seni paylaşmaktan yoruldum, Axara Asla.