PLANLIYORDUR in English translation

planning
planlıyorum
plans
planlıyorum

Examples of using Planlıyordur in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Belki bunu açıklayıp evine erken dönmeyi planlıyordur.
Maybe he plans to phone this in and go home early.
Belki kaçmaktan ziyade saklanmayı planlıyordur. Bilmiyorum.
Maybe she's planning more hiding than escaping.- i don't know.
Goebbels, Todt Teşkilatı yabancı işçileri konusunda onu sorgulamayı planlıyordur.
Goebbels intends to question him about his Operation Todt foreign workers.
Belki bir kısmını götünde taşımayı planlıyordur.
Maybe she's planning on putting some of it up her ass.
Matador öldürüyorsa, bahse girerim Hannibal Lecter bir yemek partisi planlıyordur.
If the ripper's killing, you can bet Hannibal Lecter's planning a dinner party.
Matador öldürüyorsa, bahse girerim Hannibal Lecter bir yemek partisi planlıyordur.
You can bet Hannibal Lecter's planning a dinner party. If the Ripper's killing.
Ah, belki sonrası için bana bir baskın saldırısı planlıyordur.
Oh, maybe she's planning on a sneak attack for later.
Eğer Mikeı tanıyorsam buraya bir ziyaret planlıyordur.
If I know Mike, he's planning on paying us a visit.
Belki kaçmaktan ziyade saklanmayı planlıyordur.
Maybe she's planning more hiding than escaping.
Belki de bir kaçı kurtulmuş, ve bir intikam planlıyordur.
Maybe a few of them survived, and they're planning a little payback.
Belki de bunu düşündüğümüzden daha uzun süredir planlıyordur.
Maybe he's been planning this longer than we thought.
Yani Diaz kim bilir bununla ne biçim şeyler planlıyordur… ve ele geçirebileceği tek yer Hastalık Kontrol Merkezi.
Diaz has planned for that, the CDC. and the only place he can get it is.
Pekala, ya sevişmiştir, ya sevişmeyi planlıyordur, ya da… bazı kadınlar adet öncesi bariyer olarak kullanırlar.
Well, she either had sex or was planning on having sex or… Some women use them as a barrier before they get their period.
Onun tarafından soyulmak umurumda değil. Şu an seni nasıl soyup soğana çevireceğini planlıyordur.
Right this minute, she's plannin' how to roll you for all your dough.
Asıl mesele, eminim ki, Erik bir sonraki velayet davasını kaçırmayı planlıyordur.
The point is I'm pretty sure Erik… is planning on missing his next custody hearing.
Şimdi, belki altı yıl daha saklanmayı planlıyordur ya da akciğerlerini vuracaktır.
Now, maybe, it's planning to go into hiding for a couple of years or maybe it's gonna hit her lungs.
Bu işi iki yıldır planlıyorsun. Zamanı ve yeri belirlememe izin veriyorsun,?
Two years planning this and you let me choose the time and place?
Dönmeyi planladın, öyle değil mi? Ama geride bıraktıklarına.
But you planned to return to it, didn't you.
Planladığım kutlama için sen daha şık giyinmelisin. Hayır.
You're under-dressed for the celebration I have planned. No.
Senin için planladım; sen de kalkmış, ailene sırt çeviriyorsun.
And you turn your back on your family. I planned this for you.
Results: 47, Time: 0.0246

Top dictionary queries

Turkish - English