PLANLANMAMIŞ in English translation

unplanned
planlanmamış
beklenmedik
unscheduled
planlanmamış
programda
randevusuz
planned
planlıyorum

Examples of using Planlanmamış in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hepimiz kazandık Yarın için'' kesinlikle'' planlanmamış müthiş şeyler var.
So many great things not planned for tomorrow. We all do.
Grupla şarkı söylemeniz planlanmamış.
You're not scheduled to sing with the band.
Anlamanızı istiyorum. planlanmamış duygusal açıklamaların yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini Bu anın ne kadar kritik olduğunu.
Unplanned emotional disclosures could have. how crucially important this moment is I just want to impress upon you and how many potentially devastating consequences.
Anlamanızı istiyorum. planlanmamış duygusal açıklamaların yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini Bu anın ne kadar kritik olduğunu.
I just want to impress upon you… and how many potentially devastating consequences… how crucially important this moment is… unplanned emotional disclosures could have.
Mesajını başkana vermekten mutluluk duyarım ama planlanmamış ziyaretçilerin bu saatte bu katta olmalarına izin yok.
I would be happy to give the Mayor your message, but unscheduled visitors really aren't allowed on the floor at this time.
Anlamanızı istiyorum. planlanmamış duygusal açıklamaların yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini Bu anın ne kadar kritik olduğunu.
Unplanned emotional disclosures could have. and how many potentially devastating consequences I just want to impress upon you how crucially important this moment is.
şehirdeki tüm seyri âlemlik olaylar gibi sadece kötü planlanmamış.
like all our town showcase events, is not only poorly planned.
Dolayısıyla, Başkan Fitzgerald Grant… başkanlık limuziniyle planlanmamış bir gezinti yapıyor gibi görünüyor.
so president Fitzgerald Grant appears to be taking an unscheduled ride in the presidential limousine.
Anlamanızı istiyorum. planlanmamış duygusal açıklamaların yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini Bu anın ne kadar kritik olduğunu.
How crucially important this moment is unplanned emotional disclosures could have. and how many potentially devastating consequences I just want to impress upon you.
Anlamanızı istiyorum. planlanmamış duygusal açıklamaların yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini Bu anın ne kadar kritik olduğunu.
And how many potentially devastating consequences unplanned emotional disclosures could have. I just want to impress upon you how crucially important this moment is.
Amiss olmalı. Hepinizi görmek çok güzel, öyle görünüyor ki ama bu planlanmamış ziyarete dayanarak.
But based on this unscheduled visit, must be amiss. It's wonderful to see you all, it seems that something.
Anlamanızı istiyorum. planlanmamış duygusal açıklamaların yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini Bu anın ne kadar kritik olduğunu.
Unplanned emotional how crucially important this moment is… and how many potentially devastating consequences… I just want to impress upon you.
Planlanmamış nakliye 4. yükleme bölümünden hareket ediyor Burrun koduyla bir saatten az bir süre önce yükleme yapılmış.
Unscheduled freight departure from Loading Dock 4 cleared with Burr's code less than an hour ago.
Ama dönüş yolunda uçağı yakıt almak için planlanmamış bir iniş yapmış.
An unplanned stop to refuel… in the Cayman Islands. But on the way back, his plane made.
Ama dönüş yolunda uçağı yakıt almak için planlanmamış bir iniş yapmış.
But on the way back, his plane made an unplanned stop to refuel… in the Cayman Islands.
depresyon yaşama ihtimali daha yüksektir. Bir çalışmaya göre, planlanmamış sezaryen yapılan kadınların.
experience post-traumatic distress and depression. One study found that women who had unplanned C-sections.
Travma sonrası sıkıntı ve depresyon yaşama ihtimali daha yüksektir. Bir çalışmaya göre, planlanmamış sezaryen yapılan kadınların.
One study found that women who had unplanned C-sections were more likely to experience post-traumatic distress and depression.
Bu röportaj haftalar önce planlanmamış olsa Komutan Sinclairin röportaj istemediğine yemin edebilirdim.
If this interview hadn't been set up weeks ago I would swear Commander Sinclair didn't want to be interviewed.
Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov da Putinin Pariste planlanmamış görüşmeler yapabileceğini söyledi.
Russian Vice-President Yuri Ushakov too stated that Putin might hold unplanned meetings in Paris.
LMP nin güvenlik kısıtlamalarına ve yeniden gönderim hesaplamasıyla ilişkili olması gerektiğini belirleyen kurumsal yeniden gönderilme hesaplaması sistemdeki herhangi bir yerde planlanmamış kesinti durumunda sistem istikrarını korumak için yeterli pay ayırmalı.
The hypothetical redispatch calculation that determines the LMP must respect security constraints and the redispatch calculation must leave sufficient margin to maintain system stability in the event of an unplanned outage anywhere on the system.
Results: 81, Time: 0.0235

Planlanmamış in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English