Examples of using Potansiyeline sahip in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu ülke ekonomik açıdan gelişme potansiyeline sahip, ancak siyasi istikrara ve onu yönetenlerin uzak görüşlü vizyonuna ihtiyaç duyuyor.'' dedi.
Profesyonel olma potansiyeline sahip genç güçlü bir oyuncu görünce onu bir masaya oturturum.
Başbakan Milo Cukanoviçe göre Karadağ muazzam bir insan kaynakları potansiyeline sahip ve küresel pazarın ihtiyaçlarına adapte olduğu takdirde büyük gelişmeler kaydedebilir.
Eğer, bilginin büyük bir büyüme potansiyeline sahip Ne zaman gerçek canlı bir toplum geliştirmek.
Her nefesimiz son nefesimiz olma potansiyeline sahip.
zira büyük bir biyokütle ve hidroelektrik potansiyeline sahip.'' diyor.
Türk nüfusunun, bu yıl Almanyada yapılacak 14 yerel seçimin sonucunu belirleme potansiyeline sahip olduğuna inanılıyor.
En yüksek yatırım potansiyeline sahip fikir çoğunluk oyuyla seçilecek.
Kosovadaki KIPRED Enstitüsü Kıdemli Araştırma Görevlisi ve Koordinatörü Ardian Arifaj,'' Terör tüm dünyaya yönelik bir tehdit haline gelmekte ve Kosovayı da etkileme potansiyeline sahip.'' dedi.
Öte yandan öngörülemeyen sorunlar yaşamakta olan Yunan ekonomisinin,-- AB, IMF ve diğer finans kurumlarının sunduğu destek paketi ile-- yeniden düze çıkma potansiyeline sahip olduğunu düşünüyorum.
Nikel-çinko piller yüksek drenajlı uygulamalarda iyi performans gösterirler ve kütlenin% 25inden azı kadar yüksek enerji-kütle oranı ve daha yüksek güç/ kütle oranı nedeniyle kurşun-asit pilleri değiştirme potansiyeline sahip olabilirler.
Fakat amacın kendisi, artık insan beyninde ortaya çıkıyor ve gelişerek kendini besleyen sarmala yerini bırakmaya muktedir bir başka yazılım yeniliğinden biri olma potansiyeline sahip.
arasındaki stratejik ortaklık göz önüne alındığında, Sırbistanın Güneydoğu Avrupada önemli bir enerji kavşağı olma potansiyeline sahip olduğunu söyledi.
Hırvatistanın kriterler karşılandığı sürece 2008 yılında üyelik daveti alma potansiyeline sahip olduğunu söyledi.
Clinton da, Sırbistanın sadece bir AB üyesi değil, önde gelen bir Avrupa ülkesi olma potansiyeline sahip olduğuna inandığını söyleyerek Sırbistanın Avrupa entegrasyonuna verdiği güçlü desteği dile getirdi.
Pek çok ekonomist, üretimin Batı Avrupadan ücretlerin daha düşük olduğu Orta ve Doğu Avrupaya kaydığı göz önüne alındığında, Sırbistanın tekstil sektörüne önemli dış yatırımcıları çekme potansiyeline sahip olduğuna inanıyor.
Yani eğer Sal olma potansiyeline sahip ilk hücre bu ise-- bunun o ilk hücrenin çekirdeği olduğunu söyleyeyim ki bütün hücreyi çizebileyim--,
medyasında geniş yer buldu. Pek çok uzmana göre South Stream boru hattı, doğalgazı Yunanistan üzerinden Batı Avrupaya taşıyarak Rusyanın doğalgaz kaynakları üzerindeki egemenliğini sağlamlaştırma potansiyeline sahip.
Zrvenkovski,'' Bölgede en az pazar potansiyeline sahip ülke olarak Makedonya, mal ihracat ve ithalatına ilişkin koşulları serbestleştirmek ve kolaylaştırmak suretiyle bölge
şu an düşük değerde gözükmekte ama aslında en yüksek harcama potansiyeline sahip.