Examples of using Sahip in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
General Sahip babam, hizmetkarının karısıyla yatmış.
Sahip. Bak. Illusion Otelle birleşmek için ne yapıyoruz?
Sahip. Bu adama nasıl dayandığını bilmiyorum.
Navarronun oğlu. Bu sana sahip değil mi?
Bahar yeşilliklerine bedaya sahip olabilirsin ancak patatesler, emek istiyor.
Bir bankaya sahip olmak gayri menkul işinin diğer tarafına sahip olmak gibidir.
Hayır, Sahip Seth, hayatın kendisi bir 420.
Lütfen, sahip, kapıyı kapatın. Birazdan geçer.
Öldürdüğüm her sahip için kenara bir kuruş atsaydım… Evet!
Gittiğin yerde bana sahip olmanın bir anlamı olmayacak. Senin sahibinim. .
Hayatım için. Biliyorsun, sahip, artık Hindistanın bir parçası oldun.
Sahip. Bu adama nasıl dayandığını bilmiyorum.
O kadar büyüklerdir ki bunlara sahip olanlar agizlarini bile kapatamazlar.
O kadına sahip olabilirsin ya da kafandaki o orkinosu yakalayabilirsin.
Topraklara sahip olmak, gökyüzü ve rüzgâra sahip olmak gibi.
Sahip Berger… Ben Hintliyim.
Hızlı… Durun, sahip, bizi izleyen insanlar var.
Ilgilendikleri tek şey en büyük motora sahip olmak.
Karına sahip ol.- Neden bahsediyorsun?
Şirketimin daha sonradan geri alabileceğim küçük bir parçasına sahip olacaksın.