HAS in Turkish translation

• var
• sahip
• olduğunu
• beri
• daha
• hiç
• elinde
• aldı
• yok
• üzerinde
• zorunda
• ilgili
• var mı
• zaten
• yaptı

Examples of using Has in English and their translations into Turkish

See if this case has anything to do with the Vicente Flores one.
Bu davanın Vicente Flores ile ilgisi var mı bir bak.

Thinks you're her new prize bunny. No, Mama has gone soft.
Annem yumuşadı. Seni yeni gözdesi yaptı.

Really, I don't know. Edwards has the girl, not me.
Gerçekten bilmiyorum. Kızı Edwards aldı, ben değil.

It's just Murray was in the house… Papa has lost his youngest daughter.
Murray evde olunca… Babam en küçük kızını kaybetti zaten.

You really think that has something to do with Zack's murder?
Bunun Zackin ölümüyle ilgisi var mı?

Gather round! The Council of Elders has called this emergency town meeting!
İhtiyar Heyeti acil toplantı çağrısı yaptı. Toplanın!

The date of my surgery has been fixed, you know?
Benim ameliyatın tarihi belli oldu, haberin var mı?

Our brave lone hero has returned!
Komutan saraya giriş yaptı!

A multiple shot at the end of the first lap. Jody Scheckter has been hit.
Jody Scheckter ilk turun sonunda birden çok darbe aldı.

But to leave it to the Army. The regiment has decided not to draw the first pay.
Alay ilk maaşları almama kararı aldı… Orduya bırakacaklar.

By that Gainey fella. And AnnaBeth Nass has been proposed to.
AnnaBeth Nass şu Gaineyden bir evlilik teklifi aldı.

Let's just… All right, Park Ji-sung has the ball. I.
Evet, Park Ji-sung topu aldı. Bence biz.

Jiao has a new private jet. He's flying in from Hong Kong.
Jiao yeni jet almış kendine, Hong Kongdan geliyor.

Someone has my laptop. They're using it to watch Max.
Laptopumu birisi almış, Maxi izlemek için kullanıyorlar.

Everyone's fine. The baby has a cold.
Bebek soğuk almış.- Herkes iyi.

Figgis has the marshal, and now he knows where we are.
Figgis Şefi almış şimdi de yerimizi öğrendi.

I'm just saying love has no age.- Sorry.
Sadece aşkın yaşı olmadığını söylüyorum.- Üzgünüm.

Hey. Hey. Mrs. McGill has a crush on you.
Bayan McGill sana aşık olmuş.- Merhaba.- Merhaba.

Even though he were plunged into the very pit of darkness, who has the light of faith and charity within himself, would still enjoy the clear light of day. That man, rich or poor.
En karanlık çukura girdiğinde bile Zengin veya fakir, inancın ışığına ve merhamete sahip olan, gün ışığı onun yanındadır.

But Cobb has some serious problems that he's tried to bury down there. I don't know if you can't see what's going on, or if you just don't want to.
Neler döndüğünü göremiyorsun belki de bilmek istemiyorsun… tam bilemiyorum ama… Cobbun rüyalara saklamaya çalıştığı ciddi sorunları var.